Türkiye'yi 4 kıtada temsil ediyor.



1.07.2003

Türkiye’yi 4 kıtada temsil ediyor.Türkiye’yi 4 kıtada temsil ediyor.

Irak Savaşı ile birlikte gerilen "Türk-Ameri-kan ilişkileri", Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Uğur Ziyal'in Washington'a yaptığı ziyaretin ardından "Normale dönüş" sinyalleri veriyor. Meclisten geçmeyen tezkere, Amerikan yönetiminde "Soğuk Duş" etkisi yapmıştı. Beyaz Saray'da, Türkiye üzerine oluşan "Düş kırıklığının" ortadan kaldırılması için sessiz ve derinden lobi faaliyetleri yürütüldü. Türk-Amerikan işadamları Derneği TABA, bu "Sessiz Lobi'nin baş aktörüydü. TABA Başkanı Dr. Zeynel Abidin Erdem, iki ülke arasındaki İlişkilerin düzeltilebilmesi için verdikleri mücadeleyi EKOVİTRİN'e anlattı. Türkiye, Irak savaşında Amerikanın yanında yer almamakla ne kazandı, ne kaybetti? Tezkere'nin çıkmaması bir hata mıydı? ABD ile ilişkilerimizin rotası bundan sonra ne olmalı? Türkiye, ABD ile olan ticaret hacmini nasıl arttırabilir? 38 milyarlık Irak pastasından Türkiye'ye pay düşecek mi? Türk-Amerikan işadamları Derneği Başkanı Dr. Zeynel Abidin Erdem, bu sorulara yanıt verdi, çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Devlet yönetmek omlet yapmaya benzemez!

Ekovitrin : Türkiye ile ABD ilişkilerinde, Irak Savaşı’ndan dolayı bir kriz dönemimi yaşandı. Ancak bugünlerde, iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden düzelmeye başladığının sinyalleri de geliyor. Sizce Türkiye, Irak Savaşanda, ABD'nin yanında aktif olarak yer almalı mıydı? 
Erdem: Savaş başlamamalıydı. Başladıktan sonra yerinizi almalıydınız. Ortadoğu'nun tek demokratik Müslüman ülkesisiniz. Dünyadaki dengeleri kurup bozabilecek konuma geliyorsunuz. Kim sizin arkanızda durdu? Bir tek Amerika. "Ben buradayım kardeşim!.." dedi. Başından beri hata yapmamamız gerekiyordu. O gün olmadı, şimdi düzeltip yarınki eylemlerde yanında olmak zorundasınız. Tekrar ediyorum, bozup kuran olacağınıza, bozulup kurulan olursunuz, kullanılan olursunuz, kullanan olamazsınız.

Rahmetli Turgut Özal'ın bir lafı vardı: "Devlet yönetmek omlet yapmaya benzemez!.." diye. Devlet yönetmek, ağır tecrübe gerektiren bir iştir. Deneyimli, geçmişi gerçekten tarihe yazılacak insanların söyledikleri üzerinde fikir yürütmek gerekiyor. Türkiye'de çok önemli bir Dışişleri var. Çok önemli bir ordu var ve bunların kökenleri bin yıllık bir kültürden geliyor. Orayı da dinlemek gerekir.

Bush Türkiye'ye destek verdi

Bush devlet adamı olarak yeni seçilmişti ve kendisine Türkiye hakkında bilgi verilmemişti bile. Babasından aldığı görüş ve geçmişteki pozisyondan dolayı Sayın Ecevit'e mektup yazdı. Türkiye ekonomik krizi yaşarken ABD Başkanı, "Hiç korkmayın arkanızdayım, size destek olacağız" dedi. Ve 36.8 milyar dolar para geldi. Avrupa'nın, ülkemizdeki teröre karşı aldığımız tavrı tenkit edip, siyasi ve ekonomik ambargo uyguladığı dönemde, ABD Başkam Bush ortaya çıktı, "Türkiye, kendi toprakları üzerinde eylem yapmaca çalışan terör örgütlerine karşı hareket ediyor. Demokratik davranıyor ve kendi meseleleridir. Dolayısıyla sizin ambargo koyduğunuz her şey için desteği ben veriyorum" dedi ve verdi. Türkiye'nin helikopteri mi vardı? Yoksa ürettiğimiz bir füzemiz mi vardı? Geçe görüş dürbününüz mü vardı? Bunlar çabuk unutuluyor. Ama, Türk Milleti bunun farkındadır. Ancak yönetici, ani bir kararla ABD'yi küstürdü. Amerika'nın küsmemesi gerekiyor. Amerika Türkiye'nin arkasında, Türkiye Amerika'nın arkasında 50 senedir şehidi var. Bakın Korelere gitmişiz 936 şehit vermişiz.

Ekovitrin: Politikada biraz acemilik mi yapıldı? 
Erdem: Ben yalnızca liderlerin değil, parlamentodakilerin de en az liderler kadar mesuliyetleri olduğuna işaret etmek istiyorum. Tezkerenin çıkmaması talihsiz bir hataydı.

Ekovitrin: Teskerenin meclisten çıkmamasını nasıl yorumluyorsunuz? 
Erdem: Teskerenin çıkmaması talihsiz bir hataydı. Eğer teskere çıksaydı ve Kuzeyden Amerikalılarla Türkler giriyor olsaydı, biz bugün Kuzey Irak'a yerleşen askerlerimizle barışı koruyan ve kollayan bir toplum olurduk. Aynı zamanda da Türkmenlerin tehlikede kalmasını önler ve Kürtlerin baskısından kurtarmaya çalışırdık. Kuzeyden Amerikanın desteğini kaybettiği Güney Barış Gücü sıkıştı. Bin yıldır aynı dini, aynı dili paylaştığımız ve kardeşlerimiz olan Iraklıların başına bir dert oldu. Nitekim savaş 21 gün sürdü ve bu 21 günde çok kişi yetim kaldı, çok masum öldü. Amerikalılar Bağdat'a 35 bin ton bomba attılar. Şimdi bu bir savaştır, savaşın meşruiyeti tartışılmıyor. Ne attın, ne vurdun? Bunu kimse tartışamaz. Mühim olan sonuçtur. Savaşların geçtiği yol tartışılmaz. Türkiye bu savaşa 100 bin asker veriyor olsaydı, savaş bir günde biterdi. Irak'ın yapılanması için ilk etapta harcanacak olan 38 milyar doların en azından 10 milyar dolarını müteahhitlerimize aktarabilirdik.

Türkiye hangi safta yer alacağını düşünmek zorunda. 50 senedir hak etmediğimiz ve önünde şehit verdiğimiz Amerikalıların alay konusu olan bir sınıf olduk. Ben buna çok karşıyım ve bu hesabı kaybedenler önümüzdeki dönemde bu millet için söyleyecek bir şey bulamayacaklardır. Ancak parlamenter demokratik bir rejime de itirazım yok. Durum ABD'ye izah edilmeliydi ve işbirliğimizi sürdürmek zorundaydık. Amerika önümüzdeki 10 yıl içinde gireceği savaşta insan kullanmayacak Amerika 30 yıldır denemekte olduğu silahların sonucunu aldı. Ben dünyanın konjonktürü içerisinde olmamız gereken yeri matematiksel olarak şöyle ifade etmek istiyorum: Dünyada mevcut 6 milyar 200 milyon İnsanın enerji gücünü 100 kabul edersiniz, 285 milyon Amerika % 47'sini kullanmaktadır. O zaman siz dünyada hangi yerde, hangi kanatta olmanız gerektiğini oturup düşünmek zorundasınız.

İlişkilerin Düzelmesi İçin Lobi Yapıyoruz

Ekovitrin: Siz nasıl görüyorsunuz, şimdi Türkiye-ABD ilişkilerinde bir düzelme var mı? 
Erdem: Şimdi bu olay toparlanıyor. Gerek TUSİAD, gerekse TOBB, önemli hizmetler yapıyor. TABA bunların hepsinin önünde, gayet sessiz bir şekilde mensubu olduğu temsil ettiği Amerikan Ticaret Odası'nı acayip derecede baskı altında tutuyor, ilk kez bir Amerikan Ticaret Odası Başkam Türkiye'ye gelip konferans verdi. Bu insan doğrudan doğruya ABD Başkanının ekonomi danışmanıdır. Ve bu şahıs tarih boyunca Türkiye'ye gelmemiştir. Türk-Amerikan İş Adamları Derneği Amerikan Ticaret Odası Başkanı'nı getirdi, Başbakan'a çıkarttı. Bütün sivil toplum kuruluşlarına tanıttı. Hepsiyle ayrı ayrı toplantılar yapıldı. TOBB başkanımızla İki gün gece gündüz beraber oldular. Şimdi hizmetlerin getirdiği yararları şöyle tarif edersiniz; içeriye giremediniz, adamınız girer. Kabul edilmeyeni ettirmeye çalışırlar. Yani buna lobi denir. Biz çok güzel bir şekilde bunu Türkiye'de yapıyoruz.

Türkiye tarihinde ikinci bir Irak Savaşı krizi yaşanmayabilir ama, bu süreç İçerisinde yaşanılanın başarılı olduğunu ve sivil toplum kuruluşlarının Türkiye'de görevini yaptığını ve toplumsal alanda çok başarıyla yürüttüğünü iddia edebilirim. Wolfowitz, Türkiye'nin bir numaralı dostudur

Ekovitrin: Yara alan bu ilişki nasıl düzeltilebilir? Somut olarak hangi adımlan atmamız gerekiyor? 
Erdem: Türkiye, Amerika'daki Musevi lobisini ihmal etmemelidir. Türkiye'nin çok yakın dostu olarak kabul ettiğimiz ABD Dışişleri Bakam Sayın Colin Powell'ı yalnız bırakmamalıyız. ABD'de "Üç Şahinler" denilen grubun en etkili ismi Paul Wolfowitz'dir. Türkiye'ye hayran ve Turgut Özal'ın aşığıdır. Wolfowitz'i yanlış anlamak, tenkit etmek, yanlış oyunlar oynamak tamamen Türkiye'nin aleyhine teşkil edecek sonuçlardır. Wolfowitz, Türkiye'nin bir numaralı dostu ve bir numaralı lobi başkanıdır. Bu muhterem insanları halkımızın, sivil toplum kuruluşlarının, en başta devletin ve sayın Gül'ün çok güzel anladığına inanıyorum. Şu ana kadar giden müsteşarlarımız, bakanlar tarafından kabul ediliyordu. Son giden Sayın müsteşarlarımız başarılı seyahatte bulundular ama, ikinci veya üçüncü sınıf insanlarla tanıştırıldı. Bu ilişkiyi bağlamaya çalışıyoruz. Bu biraz daha zaman ister. Türkiye, devlet adamını, politikacısını, yönetenini bulmuş, eksiksiz de bulmaya devam etmeli ve bu uzun vadeli olayları tartışmalıdır. Türkiye Amerika için çok önemli

Ekovitrin: Gerçekte Amerika için Türkiye stratejik önemi olan bir ülke midir? 
Erdem: Türkiye, Amerika için çok önemlidir. Amerika öyle bir güçtür ki, 280 milyon nüfusu ve gayri safi milli geliri 10.9 trilyon dolardır. Buna karşılık bin yıllık Avrupa'nın 350 milyon nüfusu ve 7.4 trilyon dolar gayri safi milli geliri vardır. Şimdi 280 milyon nüfus ve 200 yıllık bir ülke olan ABD dünya teknolojisinin 100 yıl önünde. 1000 yıllık geçmişe sahip Avrupa ise, ABD'yi 100 yıl geriden takip ediyor. ABD neredeyse Avrupa'nın yarı gücüne kadar para gücüne sahip. Peki siz hangisinin arkasına takılırsınız? Amerika size veya siz Amerika'ya arkanızı dönerseniz, Amerika 10 tane alternatifi alıp, kendi başına İstediğini yapamayacak mı? Evet yapar. Amerika'nın bir yığın planı vardır. İslam coğrafyasında yeni savaşlar olacak

Ben diyorum ki; Amerika, Ortadoğu'yu Türkiyesiz istediği gibi yönetir ama Amerika, Türkiye ile Ortadoğuyu daha kolay yönlendirir. Neden? îslam Alemi coğrafyasında Türkiye, İslam'ın hakkım korumaya çalışmış Osmanlılardan beri gelen bir ülke. Demokrat ve laik bir ülke. Peki bu haklar çiğnendiği zaman aracı kim olacak, yine Fransız mı olmalı? Yine Alman mı olmalı? Hayır biz yerimizi almalıyız ve Türkiye, çiğnenen Müslüman haklarını anlatmalıdır. Yanlış izah edilmeye çalışılan "İslam ve Hristiyan Savaşı" tarifinden acilen kurtulmamız gerekiyor. Ve bunu da yapacak olan dünyadaki tek ülke Türkiye'dir. Önümüzdeki yıllarda çok büyük değişiklikler olacak. Uluslararası platformda çok kavgalar olacak. Savaş arenası, İslam Aleminin bulunduğu coğrafyada olacak. Çünkü tarifi olmayan karışıklık, kana dönük bir felsefe, sonuç itibariyle gerçekten kan, buhran, gerçekten savaş getirir. Bundan çıkmak için İslam Alemi, Türkiye'yi lider kabul etmelidir. Asıl suçlular ortaya çıkarmak gerekiyor. Bu coğrafyada çıkarılan savaşlar sonuç getirmeyecektir.

Clinton'ı Türkiye'ye getirdi

Ekovitrin: Türk-Amerikan İş Adanılan Derneği ile ilgili bilgi verir misiniz? 
Erdem: Türk-Amerikan iş Adamları Derneği TABA, 18 yıl önce kuruldu. 16 yıl önce de Amerikan Ticaret Odası'nın Türkiye temsilciliğini aldı. Turgut Özal'ın kurmuş olduğu bu misyon bugün Türkiye ile Amerika arasındaki sosyal ekonomik ve iktisadi iş birliğinin artması için çalışıyor. Türkiye'deki iş adamlarının Amerika'ya gidişi ve orada iş alanlarının sağlanması, Amerika'dan gelip de Türkiye'de iş açan Coca Cola dahil olmak üzere bir çok firmanın Türkiye'deki sorunlarıyla ilgilenen bir kuruluştur. Bu kuruluş yaklaşık 900 üyesi olan, Türkiye'de 5 ayrı şehirde teşkilatı bulunan önemli bir kuruluştur. TABA, Amerika ile Türkiye arasında köprü oluşturmaktadır. Amerikan Ticaret Odası'nın Türkiye'deki fonksiyonlarını ve Türkiye'nin Amerikan Ticaret Odası'ndaki fonksiyonlarını üstelenen bir kuruluştur.

Ekovitrin: TABA'nın, Türkiye ile Amerika arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi yönünde yaptığı çalışmalar nelerdir? 
Erdem: Bu son kriz nedeniyle Türk-Amerikan işadamları Derneği'nin koordineli olarak yürüttüğü çok önemli çalışmalar oldu. Türkiye'nin Amerikan kamuoyundaki imajının güçlenmesi için Amerikan işadamları nezrinde girişimlerde bulunduk. TABA, Türk-Amerikan dostluğu konusunda Türkiye'de yaptığı araştırmanın sonuçlarını, 3 milyon 700 bin üyesi bulunan ve TABA'nın da üyesi olduğu Amerikan Ticaret Odası kanalıyla, Amerikan işadamları ve kamuoyuna duyurduk.

TABA ayrıca, sözde Ermeni soykırımı iddialarına karşı da bir lobi çalışması yürütmektedir. Bu sanal iddiaların yanlışlığını uluslararası platformlarda ifade ediyor, iddiaların yanlış olduğunu ortaya koyan bilgi ve belgeleri Amerika'daki Ermeniler de dahil olmak üzere, bir çok kuruluşa gönderiyoruz. TABA, siyasi bir kuruluş olmamakla beraber, zaman zaman siyasi bir misyonda üstlenmektedir. Nitekim, istatistiksel olarak söylüyorum, dünyada en çok sevilen Devlet Başkanı olan Sayın Bili Clinton'u, geçtiğimiz yılın sonlarına doğru, Türkiye'ye davet ettik. Clinton, çok sayıda ülke tarafından konuşmacı olarak davet edildi ancak, üç ülkede, İngiltere, Güney Afrika ve Türkiye'de konuştu. Yani dünyanın en sevilen devlet adamını Türk-Amerikan iş Adamları derneği Türkiye'ye getirdi ve Sayın Clinton, 650 misafirimizin katıldığı toplantıda 1 saat 40 dakika konuştu. Clinton'un bu konuşması ikisi yabancı olmak üzere 27 televizyon kanalında yayınlandı.