İstikrarı yakalamış olan Türkiye için yeni bir seçim felaket olur.



29.09.2003

 

İstikrarı yakalamış olan Türkiye için yeni bir seçim felaket olur.

HABERTURK TV: (29 Eylül 2003) Tüm gözler piyasada siyasette ve iş dünyasında, yüksek seçim kurulundan çıkacak kararda ve şimdi değerlendirmelerini almak üzere Erdem Holding Yönetim Kurulu Başkanı aynı zamanda da TABA başkanı Dr. Zeynel Abidin Erdem telefon hattımızda. Efendim yayınımıza hoş geldiniz. İş dünyasının gözü YSK’da, siz nasıl görüyorsunuz şu anda ki atmosferi?


ERDEM: Türkiye için büyük bir sürpriz değil ama öyle zannediyorum ki Türkiye’de bazı mantık olayları, bu tip akıl dışı meseleleri dışlayacak ve Türkiye statüsüne tekrar dönecektir. Türkiye uluslararası platformda ciddi kazanımlar elde etmişti. Gerek Amerika'da gerek Avrupa Birliği'nde, Uzakdoğu'da ve Ortadoğu'da nerdeyse meselelerin lider konumuna gelen Türkiye, bu son kararla birden bire çok geriye adım atarak, hatta ne olacağını belirleyemediğimiz bir sonuca doğru gidecek, menfi karar olacaktır. Dolayısıyla Türkiye Yüksek Seçim Kurulu'nun alacağı bir kararla tekrar eski konumuna düzelme ihtimali olabilir. Bence gerek piyasalar gerekse bugünkü Orta Doğu konjünktürü mantığın hakim olduğu, mantığın daha sert çalışabileceği noktada olmasını sağlayarak, seçimin konuşulmamasını, seçimin gündeme gelmemesini yaratacak bir ortama getirmelidir. 

Yüksek Seçim Kurulu'nun alacağı bir karar tabii ki kendi iradeleri içerisinde doğru olabilir. Ama uluslararası platformda ve piyasalarda menfi etki edecektir. Türkiye dolara karşı bugün galibiyetini ilan etmiş bir Türk Lirasına, tekrar Türk lirasının mağlubiyeti, tekrar piyasadaki güvensizlik, tekrar paranın yastık altına dönüşü, tekrar itimatsız olan ortama geçiş sağlayacaktır. Onun için şahsen hem piyasaların hem de Holdingin yönetimindeki arkadaşlarım adına bu felaketten uzak durmamız gerektiğine inanıyorum ve açıkçası felaket olarak nitelendiriyorum. 

Neden!?

Bir hafta evvel Dubai’de kısa süre önce başkanlığını bırakmış, dünyanın en büyük lideri Bill Clinton, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı ziyaret etmek için saat dokuz sularında yani gün ışıdığı ve işlerin yeni başladığı anda ziyaret etmek gibi, 2 saat tartışmak gibi, uluslararası platformda Türkiye’nin konumunu konuşmak gibi ve "Siz lidersiniz Ortadoğu'nun Türkiye’si bugün bu şartları reddecek, karşı koyabilecek ve sonucu alabilecek bir ülke konumundasınız" demiş olmasını unutmuyorum. 

Şimdi o ortamdan "siz itimatsız, ne olacağı belli olmayan, bugüne kadar aldığımız karar ve kanunların, çıkardığınız kanunların altı boşalacak şekilde yeni bir seçim, yeni bir hükümet, yeni bir sistem, yeni bir boşluğa yöneleceksiniz. Yani düşünmek bile istemiyorum. Tekrar ediyorum; bütün Arap ülkelerinin liderlerinin tek tek Sayın Erdoğan’a gelerek "Siz Ortadoğu'da dengesiniz" beyanları çok önemlidir. Bu Türkiye için çok kuvvetli bir işarettir. Belki sayın Erdoğan’ın şahsında konuşuluyor. Evet bu ortam, Sayın Erdoğan’ın tutum ve kararlılığından oluyor. Ancak Türkiye’nin de büyüklüğünü unutmamamız gerekir. Peki oturmuş bir düzeni, yastık altından çıkmış bir parayı, bankaya itimat edilerek açılan hesapları, uluslar arası platformda tekrar kredi kazanım imkanını, Türk Lirasının dolar üzerindeki baskısını, uluslararası platformda Türkiye’nin Ortadoğu'nun lideri olduğu anlayışının konuşulduğu dönemde, tekrar istikrarsız, tekrar belki koalisyonlara ve benzeri şeylere girmek istemiyoruz. Biz bir denge yarattık ve bu denge Türk milletinin dengesiydi. Orada küçük bir hile ve ya küçük bir oyun varsayın ki o bölgenin 20 bin ya da 60 bin oyunun tamamı bile yanlış olsa, milyonlarca oyun içerisinde hiçbir değeri yoktur, hiçbir anlamı yoktur, hiçbir gücü yoktur. Sonunda seçeceği bir milletvekili ve ya seçemeyeceği bir milletvekilidir. Peki 550 milletvekilinin ortamında bunun anlamını siz bana izah edebilir misiniz? Ekonomi kendi düzeninde yürüyor. İşler rayına oturdu. Tekrar ediyorum uluslararası platformda bir itibar sağlandı, IMF olsun diğer ülkeler olsun bize borç vermek için sıraya girdi, kapılarını dolaştığımız insanlar gelip bizi ziyaret ediyor... Yani bütün bunlara biraz geri dönüp baktığımız zaman ne yapmamız gerektiğini çok basit ve çok açık bir dille ifade ettiğimi zannediyorum.



O zaman gerek Yüksek Seçim Kurulu ve gerekse diğer organların bu meseleyi göz önüne alacaklarından eminiz. Piyasalardaki bugünkü insanların söylevi bu. İtimatları da Yüksek Seçim Kurulu'na olduğu kadar bugünkü hükümete de aynıdır. Onun için ben felaketin tellallığını yapmak istemiyorum ama çok hoş bir şey olacağını da düşünmüyorum.