2. Medeniyetler İttifaki Forumu 6 - 7 Nisan'da İstanbul'da



1.01.2009

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero'nun eş başkanlığında BM nezninde yürütülen Medeniyetler İttifakı'nın 2. toplantısına İstanbul'da yapılacak 2. Forumu'na katılacak olan Başkan Obama ‘nın dünya barışı konusunda vereceği mesajlar ABD, Avrupa Birliği, Rusya, Türkiye ve tüm Orta Doğu ülkeleri için büyük önem taşıyor.

2. Medeniyetler İttifaki Forumu, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesine yakışan bir toplantı olmasını temenni ediyoruz.

Global ekonomik kriz, batan dev bankalar, şirketler, tersine dönen dünya düzeni, bunların hepsi bir yana, Amerikan dış politikası bir yana. Tüm dünya ülkelerinin gözü ve kulağı Başkan Obama’nın programında ve icraatlarında. Her devlet ayrı ayrı yöntemlerle yeni ABD politikalarına göre düzenlerini kuruyor, gelecek planlarını yapıyor.

İşte böyle bir ortamda, daha önce de misafirimiz olan ve Türkiye’yi yakından tanıyan ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un Ankara ziyareti gerçekleşti. Her mesajında uzlaşma, barış ve dengeleri göz önünde bulunduran bir anlayış yüklüydü. Kahvesini bile “orta şekerli” isterken bu mesajını titizlikle vurgulama gereğini hissetti. Başkan Obama’nın Türkiye’yi gelecek ay ziyaret edeceği bilgisini verdi.

Türk halkı bu ziyaretten çok olumlu dostluk ve dayanışma mesajları aldı. Sert esen savaş rüzgarları, yerini uzlaşma meltemine bıraktı.

Hepimizin çok yakından takip ettiği gibi Başkan Bush; bütün dünyayı askeri ve stratejik bir takım eylemler yaparak zor bir döneme sürükledi. Son döneminde ise yine İslam dünyasını rahatsız eden gelişmeler yaşandı. Filistin işgali gerçekleşti. Elinde küçücük bir taşı olan, zavallı toprak sahibi Filistinliye 40 tonluk tanklarla, kimyasallarla ve her türlü ağır silahlarla saldırıldı. Çocuklar öldürüldü, Filistin'in toprakları işgal edildi.

Obama'nın bu tabloyu değiştirip, Başkan Clinton'un dönemine benzeyen, uzlaştıran, hem ekonomiyi kalkındıracak, hem barışçıl bir dünya oluşturacak, değişik etnik grupların, dinlerin bir arada yaşayabileceği bir dünya oluşturması gerekiyor.

Şimdi Obama'nın işe başlaması gereken nokta ilk olarak insan hak ve özgürlükleri olmalı. İran'a muhtemel bir saldırıyı öngören planlar ortadan kaldırılmalı. Barış için, insan hak ve özgürlüklerini temel alan birtakım eylemler yapılmalı, samimi davranılmalı, dünya kamuoyuna umut veren adımlar atılmalı.

50 senedir aralarında birçok güzellikler yaşayan dost ve müttefik olan Amerika ile Türkiye arasında zaman zaman sürtüşmeler olmuştur. Başkan Obama ABD’nin dış politikasını yönlendirirken Türkiye’yi farklı bir açıdan değerlendirmelidir. Coğrafi konum itibariyle Türkiye, Doğu ile Batı arasında gerçek ve doğal bir köprüdür. Medeniyetler İttifakı’nı fiilen uygulayan bir ülkedir.

Türkiye’nin Ortadoğu’daki etkinliği, İran’a olan yakınlığı, Suriye – İsrail barışına olan katkısı Afganistan, Pakistan meselesindeki ağırlığı, yakın tarihte sıcak gelişmeler yaşanan Gürcistan meselesinde, Filistin olaylarında Türkiye’nin etkinliği, Başbakan Erdoğan’ın dünya gündemine bomba gibi düşen Davos tavrı unutulmamalıdır.

Türkiye’nin bir denge ülkesi olduğunu, ihmal edilmediği zaman, Ortadoğu’da daha etkin bir ABD görebileceğimizi, Avrasya’da söz sahibi olabileceğini, İran – Suriye bağlamında güçlü bir ittifaka geçebileceğimizi tekrar ve yüksek sesle ifade etmemiz gerekiyor.

Başkan Obama ve yönetiminin ivedilikle “Türkiye’yi kazanmak” stratejisini takip etmesinden dolayı büyük bir memnuniyet duyuyorum ve yürekten destekliyorum.