Kendimizi 4X4 Gibi Hissediyoruz



7.06.2009

Zeynel Abidin ve Mehmet Nezih Erdem tek yumurta ikizi… Aynı dişleri çürüyen, aynı anda başları ağrıyınca birbirilerine telefon edip “ ilaç al, başın ağrıyor” diyecek kadar birbirini hisseden ikizler, “iki zeka, iki fikir, iki tecrübeyle 4X4 gibiyiz” diyorlar.

Birlikte yaklaşık iki buçuk yıldır kendimiz gibi bir çok ikizle konuştuk. Ama şu ana kadar gördüklerimiz arasında bize en çok benzeyen ikiz Erdem kardeşler. Hatta öyle ki onların yanında biz kendimiz için "yoksa biz ikiz değil miyiz” bile dedik. Bize sorulan en sık sorulardan biri 'kardeşine bir şey olunca sen de hissediyor musun?' sorusudur, Erdem Kardeşler bu soruyu daima 'evet' diye cevaplıyor. Aynı anda acıkıp, birbirlerine aynı hediyeleri alıyorlar, tansiyonları bile aynı zamanda çıkıyor. İkizlik böyle bir şey işte. Kendi içinde onu, onun içinde kendini hissetmek...

Herkesin birbirine bir şey anlatmak için bir saatini harcarken siz bir bakışla anlatırsınız. Herkes gibi hissedemez herkes gibi olamazsın. Herkes için ikinci tekil şahıs varsa o bizim için üçüncü tekil şahıstır. Herkesin tenha yaşadığı ortamlarda siz hep kalabalıksınızdır. Omzunuz hep bir diğerimizin omzuna dayalıdır. İkizlik sadece isimlerin kafiyesi ya da aynı giyinmekten İbaret değildi. İkizlik, tek ruhu paylaşmaktır... İşte 64 yılı birlikte paylaşan Sözler, Zeynel Abidin ve Nezih Erdem...

 

Kendimizi 4X4 gibi hissediyoruz

Bir varmış bir yokmuş... Masal birbirine benzeyen iki erkek bebeğin doğumuyla başlıyor. Sonrasını siz anlatın...

Nezih: Zeynel Bey ile ilkokuldan liseye kadar birlikte okuduk. Üniversite yıllarında, ben Ankara’da Gazi Üniversitesi Makine Mühendisliği’ni okurken o İstanbul Üniversitesi Kimya Bölümünde okuyordu. Zeynel Bey İş hayatına benden daha önce başladı.

O kadar hızlı gitmeyelim... Çocukluğunuza dönelim...

Zeynel: Ailemiz çok kalabalıktı. Dokuz kardeş, ölenlerle ise on üç kardeşiz. Böyle bir ailede ikiz kardeştik.

“Benden bir tane daha var!” İlk ne zaman söylediniz bunu?

Z: İlkokuldan önce fark etmiştik. Çünkü hep beraber oynuyorduk. Birbirimizle üslenirdik ve çevremizdeki insanlara çok ilgi göstermezdik. Kendi aramızda bir dünyamız vardı. O döneme ait hatırladığım şey; ilkokula başladığımızda ağabeyime bir çanta almışlardı. Ben benimkine benzeyeni kardeşime vermiştim.

Kendimizi 4X4 gibi hissediyoruz

İçgüdüsel bir şey mi? Aynı şeye ilgi duyma...

Z: Bence öyle. Bir de tabi kardeşi koruma içgüdüsü var

Biz dokuz yaşımıza kadar aynı kıyafetleri giydik ve sonra aynı giyinmek istedik. Sizde nasıl oldu?

Z: Biz kıyafet ayırmadık. Ne verirlerse onu giydik.

Farklılıklarınızı ya da benzerliklerinizi bulmak için aynanın karşısına ilk ne zaman geçtiniz?

Z: Kadınlar buna dikkat ediyor olabilir ama biz aynanın karşısına geçip de farklılıklarımızı ya da benzerliklerimize dikkat etmedik.

Bunca yıldır hiç bakmadınız mı?

Z: Evet hala da bakmayız. Çok benzediğimizi biliyoruz. farklılık üzerinde durmuyoruz.

İkizlerde biri mutlaka daha zayıf, kısa boylu, hassas ve çalışkan olur... Hanginize daha çok uyuyor bu özellikler?

Z: Nezih benden daha uzun ve daha kiloludur.

Zeynel Bey siz, Nezih Beyden daha çok basınla ilişkilisiniz. Bu bilinçli bir tercih mi?

Z: Bilinçli. Çünkü Nezih Bey işlerin başında duruyor.

N: Ben ameleyim Zeynel Bey benim patronum, (gülüşmeler)

Z: Estağfurullah. Nezih makine mühendisidir ve inşaatı yakından takip eder. Ben de sosyal açılımlar içerisindeyim. Çocukluktan beri siyaset yaparım. Nezih Bey siyasete hiç katılmadı. Sivil toplum kuruluşlarında bulundum. Şu anda Dünya İş Konseyinin Yönetim Kurulu Üyesiyim. Türk Amerikan İş Adamları Konseyi’nin Onursal Başkanıyım. Fransız İş Konseyi Başkan Yardımcısıyım. Ben sosyal işlere daha çok zaman harcadım.

 

Kendimizi 4X4 gibi hissediyoruz

N: Ben zamanımın çoğunu işle geçirdim.

Hep birlikte çalıştınız ama ayrı bölümler okumuşsunuz...

Z: Kabiliyetle ilgiliydi. Nezih Bey çocukluğundan beri mekanikçiydi. Ben de siyasal veya simgesel şeylere ihtiyaç duydum ve kimya bölümünü seçtim.

Nezih Bey siz, Zeynel Bey'e abi diyorsunuz. Aranızda abi kardeş durumu var mı?

N: Var tabi. Zeynel Bey benden önce doğmuştur. Hem ağabeyim hem de patronumdur.

Birbirinizin yanında olamamak sizin için bir eksiklik midir?

Z: Tabi. Zaman zaman ben onun güçlü olduğum taraflara yönlendiriyorum. O da bana aynısını yapıyor. Bizim bu yaştan sonra yaptıklarımızın çoğu mantık çerçevesindedir. Sizin belki hissi bir takım sorumluluklarınız vardır. Bu sorumluluk içinde de sürtüşmeler oluyordur. Bunu zaman içerisinde görmeyeceksiniz. Çünkü artık sistem oturuyor. Oturunca da herşey yoluna giriyor. Evlenince ise daha farklı oluyor.

Nasıl?

Z: Evlenince daha da kopuyorsunuz. Çünkü eşlerinizin güdümüne giriyorsunuz. Daha farklı bir dünya. Ama hep birbirimize destek olduk.

Size göre ikiz olmanın en büyük artısı ne?

Z: Tecrübe kazanıyor olmak. Bireysel olarak yaşayanlar muhakemelerini kendi başlarına yapıyorlar. Ama ikizler birbirlerine soruyor. O zaman iki zeka, iki fikir, iki tecrübe bir araya geliyor.

İkiz olmaktan dolayı rahatsızlık duydunuz mu hiç?

Z: Hayır.

N: Hayır.

Hiç mi?

N: Evet hiç. Bunlar samimi duygular. Beden ikizisiniz.

Peki ruh ikizi misiniz?

Z: Evet ikisi birden...

İlk aşık olan...

Z: O dönemi çok geçtiğimiz için hatırlamıyorum ama lise dönemlerinde insan platonik aşklar yaşıyor. Ama bu tarz konularda çok konuşmazdık. Spor, politika gibi konular konuşulurdu.

N: Hakikaten o meseleler konuşulmuyordu. Neden bilmiyorum.

İlk evlenen...

Z: Nezih Bey benden 10 yıl önce evlendi.

Neden?

N: Zeynel Bey patronum olduğu için, iş hayatına öncelik verdi. Ben ise özel hayatıma. Zeynel Bey gerçekten ailemizin temel direğidir. Benim daha kilolu olmamın da altında yatanda budur. Çünkü ben çek - senet işleriyle uğraşmıyorum, arkam kalın. Allah başımdan eksik etmesin, Zeynel Beyin işimizin doğru gitmesi için evlenmeye vakti olmadı. Geciktiği için üzülüyorum. Benim yeğenlerim çocuklarımdan on yaş küçük. Bu defa benim zoruma gidiyor. Niye benim çocuklarım onunkinden büyük diye.

Siz üzülüyor musunuz peki?

Z: Yok canım avantajlı bence…

 

 

Kendimizi 4X4 gibi hissediyoruz

EN’leri…

En sevdiğiniz müzik? 
Z: Türk Sanat Müziği
N: Türk Sanat Müziği

En çok sinirlendiğiniz şey? 
Z: Sinirlenmem ama milli olaylara kızarım.

En sevindiğiniz olay? 
Z: Mutlu olduğum her an. 
N: Toplumun mutluluğu bizi sevindirir.

En sevdiğiniz yemek? 
Z: Aynı yemekleri severiz. Tüm yöresel yemekler. Hatta aynı anda sipariş veriyoruz.

En sevdiğiniz eşya? 
Z: Fotoğraf makinesi ve pul koleksiyonum var. 
N: Kasa koleksiyonum var.

 

Kendimizi 4X4 gibi hissediyoruz

Neden kasa?

N: Bilmiyorum. Çok biriktirdim yoruldum aslında. Çünkü her biri bir ton ağırlığında. Tabi bahsettiğiniz ikiyüz senelik kasalar. Baktım koyacak yer kalmadı. Herkese dağıtmaya başladım.

Z: Şuanda hepimizin evinde Nezih Bey’in hediye ettiği kasalar var.

Genpa ve Erdem Holding'in sahibi Zeynel Abidin ve Mehmet Nezih Erdem tek yumurta ikizi. 64 yıldır beraber olan bu ikizler aynı anda hastalanıp, aynı anda acıkıyorlar. Beğendikleri müzikten yemek zevklerine kadar aynı olan Erdem kardeşler diyor ki;

Evlendikten sonra bir ayrılık yaşadınız mı?

N: Fiziki bir ayrılık yaşadık ama manevi bir ayrılık yaşamadık. Çünkü her şeyimizi paylaşmaya devam ettik.

Eşleriniz bu bağlılığı kıskanıp kabul etmeyebilirdi…

N: Onlar aramızdaki kuvvetli bağa karşı çok anlayışlı davrandılar. O yüzden aramızda duygusal olarak bir bağ var. Hatta o kadar yakınız ki benim tansiyonum yükseliyor, bir bakıyorum Zeynel Bey in tansiyonu da yükselmiş. Bana telefon açıp; “Ağrı kesici iç, başın ağrıyor” diyor.

Z: Aynı dişlerimiz çürür, ağrılarımız aynı zamanda olur.

Uzak yerlerde olduğunuz zamanda hissedebiliyor musunuz?

N: Lise yıllarında oldukça kavgacıydık. Bütün Uzakdoğu sporlarını yapıyorduk. Bir gün Zeynel Bey sinemada dövüşüyor, 5 km uzaktaydım koşa koşa gittim. Neden gittiğimi bilmeden koşuyorum sinemaya girdim bir baktım Zeynel kavga ediyor bende kavgaya karıştım.

Her yaşadığınız şey aynı zamanda mı olur?

N: Olduğu çok olmuştur. Bir gün aynı odada yatıyoruz saniye geçmiyor ikimizde aynı anda yataktan kalkıyoruz, o bana bakıyor, ben ona bakıyorum. O bana hayırdır niye kalktın diye soruyor, bende ona hayırdır sen niye kalktın diye soruyorum. Bir şey yoksa yatalım diyoruz ve sona ikimizde yatıyoruz.

Eşleriniz anlaşamayabilirdi o zaman ne yapardınız?

Z: Boşanırdık.

Ciddi misiniz…

Z: Evet. Tavsiyem siz de öyle yapın. Aranıza girmeyecek biriyle evlenin. Hatta ikizle evlenin.

Siz neden evlenmediniz?

Z: Bulsaydık evlenecektik. Çok daha farklı olurdu. Amerika’da bir belgeselde izlemiştim. İkiz ile ikiz evlenmişti ve çok mutlu olmuştu…

Zevkleriniz aynı mıdır?

Z: Aynıdır. Bir keresinde, aynı marka, aynı hediyeleri birbirimize almıştık. Ben İstanbul'dan alışveriş yapmıştım Nezih Ankara'dan. Kravatı, gömleği, pantolonu hepsi aynı. Ben ona gelecek diye hediye almıştım, oda benim yanıma geleceği için almış.

Kavga anında kim kimi idare eder?

Z: Hiç belli olmuyor. O kavgasına göre değişiyor.

Birbirinizin en çok hangi özelliğinize hayransınızdır.

Z: Vicdan. Aileden aldığımız en önemli özelliktir. O yüzden vicdan bizde çok üst seviyede çalışır. Çalışanın yetimin hakkına çok değer veririz.

N: Vicdan çok önemli. 1964 yılından bu güne çok ciddi bir iş adamı olarak cemiyette ve iş dünyasında kendisini ispat etmiş bir adamdır. Türkiye de belli büyüklükte ithalat yapar. 1964 yılından bu yana işi vergisiz yaptınız diyen olmamıştır. Bu bizim için çok önemli. Çünkü bu kadar geniş spektrum da böyle bir iş yapıp, hata yapmamak kimsenin kalbini kırmamak, çok vicdanlı oluşunun ifadesidir.

 

Kendimizi 4X4 gibi hissediyoruz

Vicdanlı olmanın hayatta bir artısı oluyor mu?

Z: Çok kişi bu davranışımızdan dolayı bizi taktir etmiştir. Önce kaybettiğinizi düşünürsünüz. Değmezdi bu adama keşke yapmasaydım dersiniz. Aradan zaman geçtikten sonra yapılan hareketin doğru olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. 1963’te başlayan iş hayatımızda “hakkımızı yedi” diyen biriyle karşılaşamazsınız.

 

İkiz olmanın en güzel yanı nedir peki?

Z: Bir anda ikiye katlanan kuvvet, akıl, düşünce itibari ile her koşulda x 2 siniz. 4x4 diye bir şey vardır. Bir anda güçleniyorsunuz.

N: Bana göre en güzel yanı sevginin derinliği.

64 yıl bir evlilik gibi yıllar geçtikçe benzemek boyut değiştiriyor mu?

Z: Değiştirmedi. Sadece yaşınız ilerliyor.

İkizliğin en keyifli dönemi… Babayken, çocukken, dedeyken, eşken…

Z: Zamanlarda oldu. Ama hepsi çok güzel biz hayata hep pozitif baktık. Ben hayatıma en büyük problemin en küçük problem olduğunu düşünerek yaşadım. Çünkü problemsiz yaşam olamayacağına göre olan probleme de çok kafa yormuyorum.

Siz dışarıdan ikizlere bakınca ne hissediyorsunuz peki?

Z: Çok hoşuma gidiyor. Dolmabahçe sarayında enteresan bir manzara ile karşılaştım. Bir çiftin 6 tane çocuğu vardı. Biri kucakta, biri elde, ötekilerde peş peşe yürüyordu. Çok güzel bir manzaraydı.

Sizin kaç çocuğunuz var?

Z: İkimizin de ikişer çocuğu var. Aslında ben daha fazla istiyordum ama olmadı.

Onlarda mı aynı…

Z: Nezih’in iki oğlu var. Benim bir oğlum bir kızım var.

Aranızdaki bu bağlılık iletişimi kolaylaştırıyor mu?

Z: Tabi çok kolaylaştırıyor. Çünkü beni anlamak için yarım saat oturmasına gerek yok. Birbirimizin ne düşündüğünü biliyoruz. Ortak noktada çabuk kararlar veriyoruz.

İkizler hakkında bilinmeyenler

 

Kendimizi 4X4 gibi hissediyoruz