Dr.Zeynel Abidin Erdem Dacor House Konferansı 11 Mayıs 2007



11.05.2007

 

Sayın Başkan,
Türkiye Cumhuriyeti Büyük Elçisi Sayın Nabi ŞENSOY,
Değerli Büyükelçiler,
Hanımefendiler, Beyefendiler,
Değerli Basın Mensupları.

Bugün burada, böyle seçkin bir topluluğa hitap etmekten onur duyuyorum. Davetiniz için çok teşekkür ediyorum.

Ben bir işadamıyım. Sosyal sorumluluklarımın olduğunu biliyorum. Türkiye’nin tanıtımını yapmak için birçok sivil toplum kuruluşunda görev yapıyorum.

Bu sebeple devlet başkanları ve başbakanlarıyla bizzat tanışma fırsatım oldu. Bizler, resmi toplantılar dışında da, konuşma imkânı buluyoruz. Ülkemizi tanıtmak için, bir fahri büyükelçi olarak çalışıyoruz. Resmi ortamlarda, söylenemeyecek, şeyleri dile getiriyoruz ve ülkelerimiz arasında dostluk köprüleri kuruyoruz.

Hemen hemen kuruluşundan beri, yani 20 senedir Türk Amerikan İş Adamları Derneği 'nin üyesiyim. 4 Sene Başkan Yardımcılığı, 4 Sene Başkanlık yaptım. Bu 4 sene zarfında ABD 42. Başkanı Sayın Bill Clinton başta olmak üzere, Amerikan Ticaret Odası Başkanı Sevgili Dostum Sayın Thomas Donohue, Başkan Yardımcısı Sevgili Dostum General Christman, Avrupa ve Asya’dan sorumlu Başkan Yardımcısı Sevgili Dostum Gary Litman‘ı ve Sizlerin de tahmin edebileceğiniz gibi sayısını bilemeyeceğimiz kadar, Amerikalı dostlarımızı Türkiye’de misafir olarak ağırladım. Onların bu ziyaretlerinden büyük onur ve mutluluk duydum.

Başkan Donohue ve General Christman İstanbul’a ilk defa geldiler. Çok sıcak ve dostça karşılandılar. Sanırım Türkiye’ye gelmeden önce, böyle sıcak bir dostluk göreceklerini tahmin etmemişlerdi. Ama Türkiye’den dönerken artık Türkiye hakkında çok farklı düşünceleri vardı. Türkiye’den çok kararlı dostluk ve kardeşlik mesajı aldılar.

Türk insanının Amerika’ya olan bu güzel duyguları ve sadakati 60 yıldır devam ediyor. Sizlere burada bazı tarihler vererek birkaç hatırlatma yapmak istiyorum.

Türk Amerikan ilişkileri 19.yüzyılda başlar. 1861 yılında, ilk Osmanlıca- İngilizce lügat olan Redhouse basılmıştır. 1863 yılında, Dünyada Amerika dışında kurulan ilk kolej Robert Kolej İstanbul’da açılmıştır. Arkasından Üsküdar Amerikan, Tarsus ve İzmir kolejleri açılmıştır. 1920 yılında Amerikan Hastanesi hizmete girmiştir. 1946 yılında Türkiye, Amerika’nın desteğiyle Birleşmiş Milletlere girmiştir.1950 yılında Türkiye Kore savaşına katılmış, hemen arkasından da Nato'ya Amerika’nın desteğiyle kabul edilmiştir. Soğuk Savaş yıllarında Rusya’nın baskılarına, Amerika’nın desteği ile karşı durduk.

1996 da Hazar denizi gaz ve petrol kaynaklarının Türkiye üzerinden Ceyhan'a akıtılması oradan da Dünya pazarlarına ulaştırılması için petrol şirketlerine Amerika baskı yapmıştır. 1999 yılında Avrupa Birliğinin Türkiye’yi aday ülke ilan etmesinde Amerika'nın çok büyük desteği olmuştur. Kore, Somali, Bosna, Kosova ve Afganistan'da Amerika ve Türkiye işbirliği içinde çalışmıştır.

Burada birkaç güzel anıdan bahsetmek istiyorum. Amerikan Donanmasının askerleri İstanbul ‘a geldiğinde Taksi şoförleri onlardan para almazlardı. Sonra bu gelenek bir müddet daha devam etti. Havaalanından binen Müşteri Amerikalı olduğunu söylediğinde, taksi şoförleri, gideceği yere kadar bırakır ve para almazlardı.

Benim inancım şudur. Türk Halkının ve gençlerin ortak ve değişmez fikri, Türk–Amerikan dostluğunun karşılıklı olduğu, güven ve sadakate dayandığıdır. Bu inancımız uzun yıllar devam edecektir.

Kendi menfaatleri için, Amerika’ya dost gibi görünen küçük guruplarla Türkiye‘yi karşılaştırmaya imkân yoktur. Amerika’nın, Ermenileri veya Kürtleri bize tercih edeceğini asla düşünmüyoruz. Çünkü biz Türkler, Amerika’dan hiçbir zaman karşılık beklemedik. Dostluğumuzu ve sadakatimizi 60 yıl önce ispat ettik. Binlerce kilometre uzağa asker gönderdiğimiz Kore’de bizim alacağımız hiçbir şey yoktu. Tek amacımız dünya barışına katkıda bulunmaktı.

Kore ‘de ailemden 2 şehit verdim. Yaralanıp dönen akrabalarımız var. Orada omuz omuza savaştıklarını hala gururla anlatırlar. Bizler bu düşüncelerle büyüdük. Bizim çocuklarımıza da aynı şeyi öğrettik.

Burada Kuzey Irak konusunda da bir açıklama yapmak istiyorum. Ben Mardinliyim. Irak’ta yaşayan akrabalarımız var. Ben Barzani’nin Babası Sayın Molla Mustafa Barzani’yi 15-16 yaşlarımdan beri tanıyorum. Çok mağdur kaldıkları zamanlarda Ailem onlara maddi ve manevi desteği esirgememiştir. Zaman zaman Mardin’e kadar gelip Ailemi ve Mardin eşrafını ziyaret ederdi. Yani soframızı paylaştığımız insanlardı. Daha sonraları T.C. Barzani ve Talabani’ye insani yardımlar sağlamıştır, aynı zamanda kendilerine Diplomatik pasaport vermiştir.

Türkiye, 1.Körfez Savaşı sırasında yarım milyon Iraklı Kürde topraklarını açtı. 1980‘de Saddam’dan kaçan Kürtler yine, Türkiye’ye sığınıp hayatlarını kurtardılar. Bugün Türkiye komşusu Irak ‘ta artık huzurun sağlanmasını istiyor. Türk Halkı, Kuzey Irak ‘ta gelişen terörist faaliyetlerin artık bir son bulmasını istiyor. Sınırlarımızın ötesinde bugüne kadar herhangi bir talebimiz olmamıştır. Bundan sonra niçin olsun?

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri sınırlarımız değişmemiştir. Hep aynıdır. Ama Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu‘sunun haritalarını Herkes her gün değiştirip, kitaplara basıyor, internetten yayınlıyor. Bu tip sanal saldırılardan Türk Halkı hiç bir zaman hoşnut olmamıştır ve tarih boyunca da hiç bir güç tarafından Türkiye Cumhuriyeti sınırları değiştirilemeyecektir.

[ ERMENI MESELESI ]

Ermeni Meselesi Türkiye’nin uluslararası ilişkilerine negatif olarak yansımaktadır. Çünkü bizim Ermeni diasporası gibi güçlü bir diasporamız yoktur.

Ermeniler tarafından şehit edilen binlerce Türkün trajedisini anlatamıyoruz, Oysa biz daha çok mağduruz. Bizim ziyaret ettiğimiz SENATÖR ve KONGRE üyeleri mağduriyetimizden habersizler. Tarihi gerçekleri anlatınca şaşırıyorlar. Türkiye soykırım yapmamıştır. Bu Türkiye’nin son derece rahatsız olduğu ve çözüm istediği bir konudur.

Burada özellikle önemli bir noktaya işaret etmek istiyorum. ABD Başkanı Sayın George Bush’un 24 Nisan 2007 tarihinde yaptığı konuşmasında da desteklediği, Başbakan Erdoğan’ın önerisi olan, TÜRK ve ERMENİ ORTAK İŞBİRLİĞİ ile tarihçilerin olayı beraber inceleyip sonuca vardırmaları umudumuzdur.

Türkiye’nin hakkını Türklerden daha iyi savunan Amerikalı tarihçiler ve Siz dostlar, Andrew Mango, Justin Mc Carthy, Bernard Lewis ve daha birçok Amerikalı dosta, Türk Halkı adına teşekkürlerimizi sunuyorum. Hiçbir şeyden çekinmeden Türkiye’yi desteklemeyi sürdürüyorsunuz. Türk Halkı adına hepinizi burada bir kez daha Saygıyla Selamlıyorum.

Ne yazık ki, Ermeni Diasporası kendi menfaatlerine göre hareket etmektedir. Türkiye en başından beri Ermenistan’a dostça yaklaşmıştır. Ermenistan bağımsızlığını ilan ettiğinde Onları Resmen tanıyan ilk ülke Türkiye’dir. Hatta Amerika’dan daha önce tanıdık. Yani Dostluk elimizi uzattık. Türkiye’den Ermenistan’a en kısa zamanda TIR’larla yiyecek ve ilaç gönderdik.

Bundan 4 ay önce Türk Halkı hain bir suikast sonucu öldürülen Gazeteci Hrant Dink ‘in cenazesine on binlerce kişi ile katılmıştır. “Hepimiz Ermeniyiz”-“Hepimiz Hrant'ız” sloganları ile önemli mesajlar vermişlerdir. Bu olay bir uzlaşma ve yakınlaşma vesilesi olabilirdi. T.C. hükümeti gerek dünyaya gerek Ermeni devletine dostluk, kardeşlik mesajı vermiştir. Ama Ermeni Diasporası bunların hepsini görmezden geldi.

Ümit ediyorum ki ABD'nin de yardımıyla Ermeni meselesine bir çözüm bulacağız. Amerikalı Dostlarımızdan Ermeni Meselesi konusunda hassasiyet bekliyoruz. Kendimize sormamız lazım. Tarihi araştırmadan, gerçekleri ortaya çıkarmadan, sadece asilsiz iddialarla Türkiye’yi suçlamanın kime faydası vardır? Bu yaklaşım Türk-Amerikan İlişkilerine yarar mı sağlar, zarar mı getirir? Türk – Ermeni ilişkilerine ne katkısı olur? Sayın Bush’un buyurdukları gibi konu uzmanlarına ve tarihçilere bırakılmalıdır. Türk – Amerikan İlişkilerinin bu konularla yara almasına izin vermemeliyiz.

GELİŞEN TÜRKİYE

Türkiye bugün Ortadoğu’da hem Müslüman hem Laik olan hem de demokrasi ile yönetilen tek ülkedir. Bölgede barış içinde yaşayan ve komşularının toprağında gözü olmayan Türkiye, Medeniyetler ittifakının da tek anahtarıdır. Dünya enerji koridorunun en güvenli yerindeyiz. Dünya Petrol ve Gaz rezervlerinin dörtte üçü Türkiye’nin çevresindeki ülkelerdedir.

Rusya, Konvansiyonel Silahlar Konusundaki Anlaşmayı geçen hafta itibariyle askıya alma kararı verdi. Yakın zamanda NATO tekrar önem kazanacaktır. Bu durumda Amerika'nın Ortadoğu ‘da güvenilir dostu Türkiye’dir. Bizler bu dostluğu kuvvetle destekliyoruz. Amerika ‘dan da aynı yaklaşımı bekliyoruz.

Belki 1 Mart 2002 ‘de TBMM ‘den tezkere geçmemiş olabilir. Hepimiz şok olduk. Hiç beklenmeyen bir karardı. Meclis'te bu oylama yapılmadan önce Türk televizyonlarında programlara katıldım. Birçok defa uyarılar yaptım. Ancak 533 milletvekilinden 264 kişi “ kabul” oyu verdi. 3 oy daha alınsaydı, tezkere kararı kabul edilecekti. Ama olmadı. Başbakan Erdoğan 2 ay önce CNN Türk'te bir açıklama yaptı. 1 Mart tezkeresinin geçmemesinin bir hata olduğunu söyledi. Bunun 2 anlamı vardır. 2- Bizler çok çalıştık, Televizyonlarda, gazetelerde, konferanslarda konuştuk. Ve bu kararın bir hata olduğunu Türk Halkının anlamasını sağladık.

Son olarak şunları söylemek istiyorum. Türk Halkı Amerika'dan başka gerçek dostu olmadığını çok iyi bilmektedir. Türk Halkı, Amerikan Siyasetçilerinin ve Basın kuruluşlarının Bizim hakkımızdaki negatif mesajlarından dolayı üzgündür. Bunların devam etmesini istemiyoruz. Çünkü dostluk dışında bir yaklaşımı kabul etmiyoruz. Biz Orta Doğu’da, böyle bir coğrafyada, en istikrarlı şekilde bir yönetim sürdürmeye çalışıyoruz. Ama bilmelisiniz ki bu hiç de kolay olmuyor.

Amerika Ortadoğu’da Türkiye ve İsrail’den daha güvenilir stratejik ortak bulamaz. Özellikle Rusya, İran ve Irak ‘a bu kadar yakın olduğu halde Türkiye hala tek dostum Amerika diyorsa, bu çok önemli ve anlamlıdır. Gelecek için çok önemli bir mesajdır.

Sizlere konuşmamı tamamlarken herkesin son zamanlarda çok yakından takip ettiği ve önem verdiği Türkiye’deki gelişmelerden söz etmek istiyorum. Türkiye’de yaşanmakta olan demokratik eylemler, bazı yerlerde yanlış anlaşılmaktadır, aslında Türkiye’de son zamanlardaki gelişmeler Anayasal çerçeve içerisinde vuku bulmaktadır. Gerek demokratik yürüyüşler gerek Cumhurbaşkanlığı secimi ve gerek Askerlerin Türkiye’deki tutumu, tamamen anayasal çerçevededir. Cumhuriyetin Kuruluşundan beri Demokrasi, laiklik ve Atatürk ilkeleri Askerin koruma yetkisi dâhiline bırakılmıştır. Ordumuz Atatürk ilke ve inkılâplarının vazgeçilmez bekçisi ve garantisidir. Türk halkı bu konuda rahatsız değildir, aksine büyük bir mutluluk ve güven duymaktadır.

Sayın Büyükelçim, Sayın Misafirler. Ben de bugün sizlere Türk Halkının bazı mesajlarını getiren bir elçiyim. Sizin dostluk mesajlarınızı da Türkiye ‘ye götürmek ve her fırsatta anlatmak istiyorum. Sizlerin konuşmak istediği konularda her zaman diyaloga açığız. Bizlerle irtibat halinde olmanızdan büyük memnuniyet duyacağız.

Bu güzel toplantıyı organize ettikleri için DACOR House Foundation Direktörü Sayın Richard McKee, Sayın Robert Krill, Sayın Anne Kauzlarich, Sayın Kasia Helbin-Travis ve Maryland Diyalog Vakfı Başkanı Sayın Mehmet Kalyoncu’ya ve bu organizasyonda katkıları bulunan herkese çok teşekkür ederim.

Hepinize ayrı ayrı saygılarımı sunuyorum.