Bush – Erdoğan Mesajlaşması

ABD Başkanı Bush 24 ve 27 Nisan tarihlerinde yaptığı iki ayrı açıklamada Türkiye ile ilgili negatif beklentilerin tamamını sildi. Böylece Ermeni Lobisinin milyon dolar bütçelerle yaptıkları harcamaların, Türkiye’ye karşı olan güçlü grupların, kendilerine taraf olan 100‘e yakın ABD kongre üyesi ve senatörünün beklentisini boşa çıkardı. Çünkü Başkan Bush biliyor ki bu konu aslında marjinal, gerçek sebeplere dayanmayan hatta ispatı dahi olmayan, adedi sürekli abartılan, 1 milyon’dan az veya çok sayıda Ermeni’nin Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgesinde öldürüldüğü masalından ibarettir. Yarın resmi arşivlere ve belgelere dönüldüğü zaman bu tespitler tersine çıkacaktır. Çünkü oradaki nüfusun bu kadar olmadığı anlaşılacak ve Ermenilerin daha evvel katliama başladıkları hususunda tespitler ispatlanacaktır. O zaman Bush’un kınama olayı havada kalacaktı. Ciddi bir devlet adamı Bush’un yaptığını yapar, John Kerry’nin yaptığını yapmaz. Kerry oy kazanmak adına Ermenilerin yanında bir tavır sergiledi ve Türkiye’yi çok kırdı. Çünkü Kerry bize Başkan Clinton’dan emanetti. Clinton Türkiye’nin her zaman yanında olmuş, Amerikalıların aklında dahi olmayan Bosna’ya gönderdiği kuvvetlerle, Avrupa’nın bitişiğinde hatta göbeğinde olan Sırpların katliam operasyonunu durdurarak, oradaki Müslümanların acılarına son vermiştir. Dolayısıyla Kerry, bugüne kadar demokratların hiçbirinin kabul etmediği fikirleriyle bizi sükûtu hayale uğrattı. Amerika’daki Türk lobisini destekleyen başta senatör ROBERT WEXLER ve kendisinin yanında yer alan tüm milletvekili, senatör ve Beyaz Saray Mensupları ve Güvenlik Danışmanları, Pentagon yetkilileri ve Yahudi Lobilerinin Başkanı olan BARRY JACOBS’UN çalışmaları Türkiye’den takdirle takip edildi. Kendilerine Türk Halkı ve şahsım adına naçizane bir teşekkür gönderiyorum. Türkler dostlarını asla unutmazlar.

Başbakan Erdoğan Ankara’da 5–6 aydır gelişmekte olduğu söylenen % 83’lere varan ABD aleyhtarlığı konusundaki yalan ve yanlış propagandayı Perşembe günü bir darbe ile yıktı geçti. Suskunluğu bizi endişelendiriyordu. ABD ile dostane ilişkilerimiz hususunda ve telaffuz edilen bu oranların yalan olduğundan hiç şüphe etmedik. Ancak doğruluğu hususunda Başbakan’ın sessizliği bizi kuşkulandırıyordu. 21 senedir 2 devletin arasındaki münasebetleri yakından takip eden ve sosyal kuruluşlarda faaliyette bulunan bir kişi sıfatıyla şahsi yorumum: “Gecikmiş olmakla beraber her iki devletin başkanları Çarşamba ve Perşembe günü gerekli açıklamaları yaparak bizi rahatlattılar”. ABD ‘deki Türk lobilerine destek veren Yahudi kuruluşlarına da ayrıca teşekkür ediyoruz. ABD ‘de yaşayan Türklerin daha organize bir şekilde elçiliğimiz tarafından yönlendirilmesi, koordine edilmesi, haber akışının sağlanması ve bu tip olaylara karşı gerekli cevapların hemen verilmesi için ortak bir iradenin oluşturulması gerekiyor. Büyükelçilik nedense uzun zamandır bu işi tam manasıyla arzu ettiğimiz noktaya taşıyamadı.

1000 Amerikalı İşadamına Davet

TOBB ve diğer sivil toplum kuruluşlarının Amerikan Ticaret Odası Başkanına 1000 kişilik bir heyetle ziyaret düzenleyerek Amerikan işadamlarının Türkiye’ye yatırım yapması hususunda temasa geçmeleri gerekiyor.Sonradan kurulmuş dernekler Büyükelçiliğin maddi manevi desteğiyle varlığını sürdürürken Türkiye’nin ABD‘deki sesini ve gerçekçiliğini çarpıtabilir. Çünkü taraf olan bu dernekler, TABA AmCham- Türk Amerikan İşadamları Derneği gibi kendi ayağı üzerinde duran 21 senedir iki ülke arasındaki dostluk ilişkilerini destekleyen ve devam ettiren, hiç kimsenin cebinden 5 kuruş para almadan varlığını sürdürebilen, hiç kimseye müdanası olmayan bir gruptur. Ama tek taraflı çalışan diğer grubun, Türkiye lehine faaliyetlerde bulunması, adı ve tarifi itibariyle imkânsız ve hatta gerçek dışıdır. Dolayısıyla bu görev TOBB gibi önemli bir kuruluşun Başkanı Sayın Rıfat Hisarcıklıoğlu ve diğer Türk Kuruluşlarına yakışabilir. Biz sonbaharda 1000 Amerikalı iş adamını karşılamalıyız. Biz Amerikan yatırımcılarının Bulgaristan, Romanya, Çek Cumhuriyeti ile aynı potansiyele sahip bir ülkede yatırım yapmaları için çağrıda bulunmalıyız. ABD ‘ye ne kadar yaklaşırsak Avrupa Birliği’ne de o oranda yaklaşırız, ABD ‘den ne kadar uzaklaşırsak Avrupa’dan o kadar uzaklaşırız. Hatta kontrolü bile kaybedebiliriz. Bu durumu çok iyi gören CHP GENEL BAŞKANI DENİZ BAYKAL ile her yaptığım görüşmede ABD‘yi net ve açık bir şekilde değerlendirerek her zaman bize dost ve müttefik olduklarını ifade ediyor. Yapıcı yaklaşımından dolayı kendisine teşekkürlerimizi sunuyoruz. Türk-Amerikan ilişkileri hakkında Deniz Baykal ile yaptığım röportajı bugün Star gazetesinde okuyabilirsiniz.