Haberler

İş dünyasında bir çırpıda büyüyen şirketlerin yanı sıra bir de yavaş yavaş ama sağlam adımlarla büyüyen şirketler vardır. Büyük bir hızla büyüyen şirketlerin yıldızı hemen sönebilir. Ama adım adım ilerleyenleri sarsmak biraz zordur.

Hükümetimiz yatırım yapacak yerli ve yabancılara engel çıkarmamalı, dışarıda bulunan 70 milyar dolar Türk Sermayesini de geri çağırmak için teşvik ve opsiyonlar yaratmalıdır.

Tarih: 8.05.2005
  Yazdır

 

DR ZEYNEL ABİDİN ERDEM – 8 MAYIS 2005 TARİHLİ STAR GAZETESİ MAKALESİ

 

Adil Olmayan Adalet

Türk Tarihi Kurumu Başkanı Prof. Halaçoğlu hakkında geçen yıl Zürih’te bilimsel bir toplantıda yaptığı konuşmadan ötürü soruşturma açan İsviçreli savcı herhalde dünyada adalet ile adaletsizlik kavramları arasında bir ikilem yaşıyor. Prof. Dr. Halaçoğlu, İsviçre’nin mahkûm etmek istediğinin “kendisi değil Türkiye Cumhuriyeti Devleti” olduğunu belirtiyor. Bu yorumuna harfiyen katılıyorum. Benim düşünceme göre eğer dünyada bir araştırma ve soruşturma yapılması gerekiyor ise ilk önce Bosna’dakilere koşup, Sırpların binlerce Boşnak’ı nasıl öldürdüğünü, aileleri yok edip, insanları nasıl katlettiğini ettiğini araştırmak lazım. Peki Sayın Savcı, Bosna’da cereyan eden hadiselerin ne olduğunu, ne yapıldığını, kimler tarafından nasıl işlendiğini bütün dünyanın gözü önünde kameralarda kaydı olmasına rağmen neden soruşturma açmıyor? Bir bilim adamının iki kelime söylediği gerekçesiyle 3 yıl hapis istemiyle dava açıyor ve dünyada hep tartışılan düşünce özgürlüğü adı altındaki olayı hangi medeni, kanuni, hangi akıl, mantık ve çerçevede değerlendiriyor.

Lütfen ne kadar adil düşünen yazar, şair, okur, ne kadar aydın kişi varsa bu konuları işlesin ve gündeme taşısın. TV haberlerinde de bu görüntüler gündeme taşınsın. Çünkü biz polisimizin, tarihçilerimizin haklı bir davranışını anlatamaz arkasında duramazsak hep kaybeden taraf olacağız.

Ermeni Meselesi

Türkiye, Ermeni Meselesini çok dikkatli ve çok üst düzeyde takip etme görevini planlı ve ciddi organize edilmiş şekilde, hepimizin ortak kullanacağı tek bir söylemle yapmalıdır. Şu anki yöneticilerimiz bir çözüm bulmaz ve ortak bir noktada buluşturmazsa bu meselede yarın genç nüfusumuza karşı sorumlu olacaktır.

Bir kişi şöyle bir öneride bulundu: “Türkiye‘ye de anıt mezar koyalım”. Esasen bunu çok yadırgayacak, tepki gösterecek, hatta belki hakaret edeceksiniz. Fakat gayet doğru, samimi bir karşı atak. Çünkü Doğu vilayetlerimizin bazılarında gerçekleşen olaylarda işkence ve saldırılara hedef olan Türk insanlarının sayısı daha fazladır. Hem Türk hem Ermeni insanların birbirine sarıldığı, birbirlerinden af diledikleri veya bu yanlışı nasıl yaptıklarını ifade eden çok manalı bir heykelin konulması birçok talebi bir noktada frenleyebilir. Anıt için seçilecek şehir ve diğer konular ciddi bir komisyon tarafından ele alınmalıdır. İkiyüzlü bazı ülkelerin, hiç alakaları ve ilgileri olmadığı, bu toplumlara da hiçbir zaman değer vermedikleri halde sadece siyaset ve mensubiyet bakımından, İslam hüviyetine karşı durmak maksadıyla böyle bir takım yanlışlıklar yapmaya devam ettiklerine şahit oluyoruz. Fransa ve Hollanda Ermenilerin soykırım iddialarını hatırlatmak amacıyla anıt dikilmesine onay verirken, Almanya ise anıt talebini bu sene tekrar reddetti. Dolayısıyla burada da bir adım öne geçmekle akıllıca bir hareket yapmış oluruz.

 

Yabancı Sermaye ve Türkiye

Son iki hafta içinde yabancı sermaye yatırımcılarının ülkemize hızlı bir giriş yaptığına şahit olduk. Birçok aydın yazarımız ve iktisatçımız son günlerde bu konu hakkında fikirlerini beyan ediyorlar. “Gelecek olan yabancı sermayenin konumu ne olmalı?” Yabancı sermaye Türkiye’ye bizim yapabileceğimiz işleri, mesela süt, yoğurt, ayran ve limonata üretimi için gelmemelidir. Yüksek teknoloji ihtiva eden, Türkiye’nin Ortadoğu’daki etkinliğini arttırabilecek, en azından modern kalıcı ve ulusal kazanım sağlayan yatırımlar bekliyoruz. Ayrıca Türk Milleti olarak sermayemizi neden dışarıda yatırdığımıza bakmak zorundayız. Türkiye yatırımcısı yüksek enerji fiyatlarından, işçi istikrarsızlığı ve ücretlerin yüksekliğinden, bürokratik engel ve rüşvetlerden kaçmaktadır. Alınacak olan müsaadeler yüzlerce kaşe ve imzadan oluşmaktadır. Yatırımlar sorgulanmaktadır. Hatta geçmişte birtakım insanların söyleyip de içersinde gömüldükleri “nereden buldun” gibi bir noktaya getirilmektedir.

Hükümetimiz yatırım yapacak yerli ve yabancılara engel çıkarmamalı, dışarıda bulunan 70 milyar dolar Türk Sermayesini de geri çağırmak için teşvik ve opsiyonlar yaratmalıdır. Bu çaba Türk Milletine bugün 3 tane kazanım sağlar.

1- Vatandaşının parası ülkesinde kalır. 
2- İşsizlik azalır. 
3- Devletin vergi bakımından kazanımları pozitif bir şekilde yükselir.

O halde biz Türk sermayesini de teşvik ederek anavatanında kalması için ne gerekiyorsa yapmalıyız. Bu bir keyfiyet olarak alınmamalı, ciddiyetle takip edilmelidir.

Yorumla