Haberler

İş dünyasında bir çırpıda büyüyen şirketlerin yanı sıra bir de yavaş yavaş ama sağlam adımlarla büyüyen şirketler vardır. Büyük bir hızla büyüyen şirketlerin yıldızı hemen sönebilir. Ama adım adım ilerleyenleri sarsmak biraz zordur.

Anadolu İşadamlarının Türkiye'de maddi - manevi hakimiyetlerinin hızla geliştiği bir değişim dönemine şahit oluyoruz.

Tarih: 15.05.2005
  Yazdır

 

DR. ZEYNEL ABİDİN ERDEM’İN 15 MAYIS TARİHLİ STAR GAZETESİ YAZISI

Anadolu’nun Yükselişi

TOBB'un 60'ıncı Seçimli Olağan Genel Kurulu geçen Pazar günü bugüne kadarki en yoğun katılımla gerçekleşti. Rıfat Hisarcıklıoğlu, 1265 oydan geçerli olan 1257 oyun tamamını alarak yeniden başkan seçildi. Kendisini hak edilmiş bu başarısından dolayı içtenlikle tebrik ediyoruz.

Geriye arkanıza dönüp baktığınızda eski başkanların hep İstanbul’lu, Ankara’lı veya İzmir’li, yani hep Büyükşehir kökenli olduğunu, TÜSİAD Başkanı’nın ise çok bilinen birkaç isimden biri arasından çıktığını görüyoruz. Son birkaç yılda ise kriterler ve beklentilerin değiştiği anlaşılıyor. Hakkını yemeden söylemek gerekirse, Anadolu ve Türkiye’de maddi - manevi hakimiyetlerinin hızla geliştiği bir değişim dönemine şahit oluyoruz. İşte bunlardan bir tanesi de gerçekten tarifine uygun bir Anadolu Aslanı: Rıfat Hisarcıklıoğlu.

Kayseri’de köklü ve iş aleminde tanınan bir ailesine mensup olan Hisarcıklıoğlu, genç yaşına rağmen bir çok başarılara imza atmış bir iş adamı aynı zamanda. Gerçek bir Anadolu’lu ve sistem itibariyle yavaş yavaş yükselmeyi, tarifi uygunsa “Aslan”lığı yakalamış bir lider.

İnsanlar bazen siyasette hızla yükselebilir ve biraz da şans yardımıyla hedefledikleri noktalara da gelebilirler. Ama sosyal kuruluşlar ve derneklerde insanlar hedeflerine çok çalışmadan ulaşamazlar. Tüm üyelerin teker teker güvenini kazanmak, kendinizi anlatmak ve onaylarını almak gereklidir. Rıfat Hisarcıklıoğlu çok çalıştı, kendini kabul ettirdi, bir siyasi parti genel başkanıymış gibi tüm teşkilatı kucakladı. Hiç Genel Başkan görmemiş illerin, Genel başkan eli sıkmamış üyelerin birçoğunu bizzat ziyaret ederek, problemlerini dinleyerek, onlarla bir bütün olarak, geleceğe ufuk açan programları, Anadolu’nun kalkınmasını sağlayacak şekilde gerçekleştirdi.

Bu şekilde teşkilatlarının problemlerini, hükümete taşınması gereken meseleleri, mantık çerçevesinde konuşarak değerlendiren birkaç kişi var. BAŞBAKAN ERDOĞAN’ın ekonomik ve siyasi istikrarının tesis edilmesindeki başarısı en önemli husustur. Halkın ve girişimci işadamlarımızın sevgisini kazanmış olan DEVLET BAKANI KÜRŞAT TÜZMEN, TOBB BAŞKANI RIFAT HİSARCIKLIOĞLU, ATO BAŞKANI SİNAN AYGÜN, ASO BAŞKANI ZAFER ÇAĞLAYAN, TİM BAŞKANI OĞUZ SATICI, TÜRK SANAYİNE BÜYÜK KATKILARI OLAN TÜSİAD BAŞKANI ÖMER SABANCI VE 2001 YILINDA KRİZ YÖNETİMİ KONUSUNDA BÜYÜK BİR BAŞARI GÖSTEREN TÜSİAD ÖNCEKİ BAŞKANI TUNCAY ÖZİLHAN. Her biri ayrı bir değer ifade eden bu isimler Türk ekonomisine katkı sağlayacak hedeflere odaklanmış insanlardır. Başarı bir takım oyunudur. Ekip ruhu ve takım çalışması olmayan, kurumsal bir kültür üzerine oturmayan hiçbir başarı kalıcı olmaz.

TOBB verilerine göre bu ekip 3 senede ekonomiyi yüzde 25 oranında büyütmüş ve ihracatı ikiye katlamıştır. Bunu da yatırım ve ihracatla sağlamış, Türkiye’yi dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri yapmıştır. Oda ve Borsalar Türkiye’nin tüm bölgelerini ve sektörlerini kapsadığından Türkiye ekonomisini yansıtan bir platformdur. Tüm Türkiye’nin sanayicileri, tüccarları, yatırımcıları ve bu ülkenin temel taşlarıdır. İstihdamı, yatırımı, üretimi ve ihracatı gerçekleştirmek için büyük bir potansiyelleri ve enerjileri vardır. Tek ihtiyaçları bir rehber ve yol gösterici bir yönetimdir.

Ancak bugün bir çok Türk iş adamı sunduğu şartlar daha iyi olduğu için Bulgaristan'da tesis kurdu ise ve bu Türkiye'nin uluslar arası pazarlardaki rekabet sorunu ile alakalı bir durumdur ve istihdamı da etkilediğinden ulusal bir sorundur. Bürokrasinin prosedürleri çerçevesinde müteşebbislerin yıllarca beklemesi gerekiyor ise bu Türkiye için bir dezavantajdır. Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun verdiği bir örnekte olduğu gibi eğer yat limanı inşa etmek isteyen bir müteşebbis sadece bu inşaatın gerçekleşip gerçekleşemeyeceğini öğrenmek için 7 ayrı bakanlıktan 140 küsur imza bekliyor ve bu bekleme süresi de 7 yıla yakın sürüyor ise 3 tarafı denizlerle çevrili iki yarımadadan oluşan bir ülkede bu tabiki ulusal bir sorundur.

Teknoloji üretmeyen kaynaklarını etkin kullanmayan verimsiz çalışan toplumların hayat hakları yoktur. Tüm bu gelişmeler ise temelinde bir istikrar ortamının ve büyüme sürecinin devamına bağlıdır. Bu nedenle sadece özel sektörde değil kamu sektöründe de vakit kaybetmeksizin stratejik planlama yapılmalıdır.

 

 

Yorumla