İhracatı 100 milyar Dolara doğru taşıyan işadamlarının yurtdışında yaptıkları konuşmalardan dolayı ilginç durumlarla karşılaştıkları ortaya çıktı. Türk Amerikan İşadamları Derneği (TABA) Onursal Başkanı ve Erdem Holding'in patronu Zeynel Abidin Erdem, daha önceki yurtdışı gezilerinde yaptığı konuşmalardan dolayı önceki iktidarların kendisinden rapor istediğini bildirdi. Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu tararından New York'taki Türkevi'nde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Erdem, "Ancak Başbakanımız Tayip Erdoğan ile Dışişleri Bakanımız Abdullah Gül, bırakın benden bir savunma İstemeyi, konuşmalarımızdan dolayı bizi teşvik edip ödüllendirdi." dedi. Erdem, ilginç bir ayrıntıyı da şöyle aktardı: "İşadamları, eskiden Suriye, Irak ya da herhangi bir Ortadoğu ülkesine gideceği vakit ABD ya da Avrupa'dan müsaade isterdi. Oralardan döndükten sonra da yaptığımız temasları rapor olarak ilgili kimselere verirdik. Ama şimdi bu ülkelere elimizi kolumuzu sallayarak başımız dik bir halde gidip geliyoruz. Bu İmkânı sağlayan da Başbakan ile Dışişleri Bakanımızdır. Türkiye'nin atık Ortadoğu'da güçlü ve itibarlı bir ismi var." Güneydoğu'nun Türkiye'den ayrılması diye bir şeyin söz konusu olamayacağını belirten Erdem, Mardinli olduğunu ve ailesinde hem Türk hem de Kürtlerin bulunduğunu anlattı.
Bu iki milletin birbirleriyle kardeş olduğunu vurgulayan Erdem, "Bin yıllık bir devletin mirasçılarıyız hepimiz. Hangi aklı başında bir insan böylesine yüce bir geleneği bırakarak üç günde kurulan Kuzey Irak'taki bir güce tabi olmayı ister ki? Bu bölgede oluşturulan teröre de en fazla sanal desteğin 3 veya 5 yıl daha süreceğine inanıyorum, sonrasında ise tamamen bitecek. Çünkü tarih, adaletsizlik ve kan üzerine devlet İnşa edilemeyeceğinin örnekleriyle doludur." şeklinde konuştu. Saddam Hüseyin'in Irak'ın başında olduğu dönemlerde Talabani ile Barzani'ye yurtdışına çıkma yasağı olduğu günleri hatırlatan Erdem, "O iki kişiye hangi devlet kırmızı pasaport vererek onlara dünyanın kapısını açtı dersiniz? Ben söyleyeyim Türkiye, başkası değil. Bu iki kişinin bir gün vicdanları ile muhasebesinde bunları hatırlayacağını umuyorum." ifadelerini kullandı, 1 Mart tezkeresinin Meclis'te kabul edilmemesinin demokrasinin bir sonucu olduğunu dile getiren Erdem'e göre kabul edilseydi bugün Türkiye'nin Irak'taki etkisi daha fazla olacaktı. Ermeni meselesine de değinen TABA Başkanı, bazı Türk 'aydınlarını' yalana şahitlik yapmakla suçladı ve bunun karşılığında da ödüllendirildiklerini söyledi. "Bir yazarımız, 'bir milyon 500 bin Ermeni öldürüldü' dedi, karşılığında Nobel Ödülü aldı." diyen Erdem, Türkiye'nin kendi yazarları tarafından şahsi çıkarlar için kullanılmasının üzücü olduğunu dile getirdi. Ermeni meselesinin ticari bir işe dönüştüğünü belirten Erdem'e göre, 1915 olaylarında karşılıklı iki milletin birbirlerini öldürmesi var, bunun dışındaki bütün tezler ise Ermeni diasporasının yalanı. Türk Ermenileri ile Türkiye'nin bir sorunu olmadığına dikkat çeken Erdem, "Üçüncü dünya ülkeleri aradan çekilirse bu sorunu aramızda rahatça çözeriz. Ermeniler ile biz Türkler et ile tırnak gibiyiz." dedi. Ermenistan'ın bağımsızlığını ilan ettiği zaman bu ülkeyi ilk tanıyan devletin Türkiye olduğunun hatırlanmasını isteyen Erdem, bununla da kalmayıp' yine ilk insani yardımı ulaştıranın da Türkiye Cumhuriyeti olduğunu vurguladı. Hrant Dink'in öldürülmesini 'alçakça' diye niteleyen Erdem, yüz binlerin cenaze töreninde uzattığı barış elinin Ermeni diasporası tarafından geri çevrildiğini söyledi. Erdem, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-İspanya İş Konseyi başkanlığı ve pek çok İş konseyinin yönetim kurulu üyeliği görevlerini de yürütüyor.
Hükümet, demokratikleşme konusunda önemli adımlar attı
İş dünyasının önde gelen isimlerinden Zeynel Abidin Erdem, AK Parti hükümetinin başarılı bir iktidar olduğunu söyledi. Ekonomik kalkınmanın yanı sıra birey hak ve Özgürtükleri açısından da olumlu gelişmelerin yaşandığını vurgulayan Erdem, bu yıl ihracatın 103 milyar dolar olarak gerçekleşeceğini öngördü. Bir katılımcının, başörtüsü sorunu ve laikliğin tanımı ile ilgili sorusuna ise Erdem şu cevabı verdi: "Maalesef böyle bir sıkıntı yaşıyoruz. Türkiye'de laikliğin tanımı farklı yapılıyor ve birçok kızımız da okuyamıyor. Kimse kılık-kıyafetinden dolayı eğitim hakkından mahrum edilmemeli. Laikliğin tam olarak tarifinin yapılması taraftarıyım."