Haberler

İş dünyasında bir çırpıda büyüyen şirketlerin yanı sıra bir de yavaş yavaş ama sağlam adımlarla büyüyen şirketler vardır. Büyük bir hızla büyüyen şirketlerin yıldızı hemen sönebilir. Ama adım adım ilerleyenleri sarsmak biraz zordur.

'Cep Telefonu' Kelimesinin İsim Babası Benim

Tarih: 15.04.2009
  Yazdır

 

Erdem Holding Yönetim Kurulu Başkanı DR ZEYNEL ABİDİN ERDEM ile sosyal sorumluluk projeleri ve teknolojiye bakışı üzerine keyifli bir söyleşi

 

"Bir gün çok başarılı bir otel sahibi ve ailesi ile karşılaştım. Beni oğluna tanıştırırken şöyle dedi; "Zeynel Bey, benim hayatımı değiştiren insandır. Bana verdiği cesaret ve güven olmasaydı bugünlere gelemezdim." Sonra kendini tanıttı. Hem duygulandım, hem gurur duydum. Demek ki emeklerimiz boşa gitmemiş. Bundan büyük mutluluk olur mu?"

1974'te İstanbul Halıcıoğlu'ndaki Levazım Okulu'nda 32. Dönem Yedek Subay olarak askerliğini yapan Erdem, 1982'de de Kimya Fakültesinin kurucusu, Kimya Derneği Başkanı, TÜBİTAK Danışma ve Bilim Adamı Yetiştirme Grubu ile UNESCO Genel Kurul Üyesi ve pek çok unvanın sahibi Prof. Dr. Ali Rıza Berkem ile Dürdal Fesçioğlu'nun kızı Emine Hanım'la hayatını birleştirir. Mehmet Rıza ve Zeynep Berrin adında iki çocuğu olan. TSM dinlemekten hoşlanan, yeni çıkan bütün fotoğraf makinelerini 'ilk önce' alan, pul koleksiyonu meraklısı ve Galatasaraylı Dr. Zeynel Abidin Erdem, birçok başarılı ödülü ve nişan sahibi. Daha çok sosyal sorumluluk projeleri ve sivil toplum kuruluşlarına verdiği önemle tanınan Dr. Zeynel Abidin Erdem ile cep telefonunun hayatındaki yeri ve önemi, Turkcell ve Turkcell'in 'Kardelenler' projesi hakkında keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

DEİK/Türk-İspanya İş Konseyi Başkanlığına yeniden seçildiniz. Çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? 
DEIK İspanya İş Konseyi olarak çalışmalarımızı TOBB ve hükümetimizin büyük desteği ve teşviki ile gerçekleştiriyoruz. Akdeniz'in iki yakasında bulunan ama aynı karakteri taşıyan İspanya ve Türkiye'nin giderek daha da yakınlaştığını görüyoruz. İspanya Başbakanı Zapatero'nun eş başkanı olduğu Medeniyetler İttifakı 2. Toplantısı, 6 Nisan'da İstanbul'da yapıldı. Çok güzel ve etkili mesajlar verildi. Bu bir ortak ses ifadesi taşımaktadır. İş adamları heyetlerimiz her ay görüşmeler ve toplantılar yaparak ortaklık ve işbirliği fırsatlarını değerlendiriyorlar. Türkiye'nin İspanya'dan 1980'lerde ithalatı 40 milyon dolar, ihracatı ise 70 milyon dolar düzeyindeydi. Şimdi üç milyon Euro düzeyinde ithalatımız, 4 milyar Euro'dan fazla ihracatımız var. Bugün Türkiye'de aktif yatırımı olan İspanyol sermayeli şirket sayısı 215. İspanya'ya mal ihraç eden ülkeler içinde 5. sıradayız. Bu bir avantajdır ve geliştirilmesi gerekir.Erdem Holding Yönetim Kurulu Başkanı DR ZEYNEL ABİDİN ERDEM ile sosyal sorumluluk projeleri ve teknolojiye bakışı üzerine keyifli bir söyleşi

Sivil toplum kuruluşlarında ve sosyal sorumluluk projelerinde isminiz sürekli ön planda. Sizi en çok etkileyen, duygulandıran anınızı anlatır mısınız? 
Derneklere ve sosyal sorumluluk projelerine uzun yıllardır katkılarımız vardır. Desteğimiz ve yardımlarımız her zaman karşılık beklemeksizin, sessiz sedasız olmuştur. Bu eğitim kurumlan, yurtlar ve okullardan mezun olup üniversiteleri kazanan, kendi mesleğini eline almış öğrencileri isim isim tanımamız mümkün değil. Ancak kendileri bizi arayarak, mektup yazarak teşekkür ediyorlar. O mektupları okuduğumda çok duygulanıyorum. Bir gün çok başarılı bir otel sahibi ve ailesi ile karşılaştım. Beni oğluna tanıştırırken şöyle dedi; "Zeynel Bey, benim hayatımı değiştiren insandır. Bana verdiği cesaret ve güven olmasaydı bugünlere gelemezdim." Sonra kendini tanıttı. Hem duygulandım, hem gurur duydum. Demek ki emeklerimiz boşa gitmemiş. Bundan büyük mutluluk olur mu?

İş hayatında başarıya ulaşmanın sırrı nelerdir sizce?
Dünyada büyük kuruluşlar ve holdinglerde her işi patronlar yapıyor olsa yemek yemeye vakit bulamazlardı. Geçmişte şirketin genel müdürlüğünü, yönetim kurulu üyeliğini, satış elemanlığını ve satın almayı organize ettim. Yani hepsiyle ilgilendim. Fakat iş sizi aştığı ve profesyonelleştiği an, sizin ihtiyaçlarınızın ve yaptığınız işlerin birçoğunun başka insanlar tarafından karşılanma mecburiyeti doğuyor. Bu aşamadan itibaren başarı için yetkinizi devredebilirsiniz ama asla terk etmemelisiniz. Tabii sadece iş hayatında başarı yetmez. Aile hayatınız, çocuklarınız, dostlarınız için vakit ayırmalısınız. Sağlığınıza özen göstermelisiniz. Hayatınızın vazgeçilmezleri bir ahenk ve huzur içinde yaşıyorsa başarılı olduğunuza karar verebilirsiniz. Benim dünya görüşüm hep şu oldu; çalışmak, üretmek, iş yaratmak, ülkemize, çocuğumuza, milletimize ve bayrağımıza faydalı olmak. Önce ülkeme, sonra kendime çalışan bir insanım. Örnek olması için söylüyorum, okuttuğumuz öğrenciler, onların yurt dışı üniversitelerde ve bulunduktan ülkelerde kazandıkları başarılar, öğrenci yurtlarımızın fonksiyon ve potansiyeli, yaratığımız kaynaklar, ülke dışından getirdiğimiz eserler ve daha birçokları. Bu faaliyetler benim aynı zamanda manevi yönden de başarılı olduğumu hissettirmiştir. Bu cesaret ve özgüven ile ileriye dönük projeler için her zaman enerji buluyorum.

Başarılı bir iş adamı olmanın yanı sıra, nasıl bir eş, nasıl bir babasınız? Hobileriniz neler, bir tatil günüde neler yaparsınız?
Ailemin en büyük hazinem olduğuna inanıyorum. İnsanlar için mutlu bir aile hayatı herşeyden önce gelmelidir. Başarılarımın kaynağının da huzurlu ve mutlu bir aile olduğunu çok iyi biliyorum. Eşim hukukçudur. Halen çalışma hayatını çok yoğun biçimde sürdürüyor. 26 yaşında bir oğlum ve 24 yaşında bir kızım var.

Her ikisi de üniversite öğrencisi. Gelişen dünya olaylarını onlarla tartışmaktan büyük keyif alıyorum. Birlikte seyahat etmek ve yeni ülkeler keşfetmek ailece en mutlu olduğumuz zamanlar. Son yaptığımız Güney Afrika ve Fas seyahatinden çok güzel anılarla döndük. Onlara zaman zaman yön göstermek amacıyla çeşitli telkinlerim oluyor. Ancak artık gençler kabiliyetleri olan konuları artık daha iyi belirleyip, kendi istekleri doğrultusunda gelecekleri hakkında karar veriyorlar. Bizler de onların bu kararlarına saygı gösteriyor ve destekliyoruz.

Erdem Holding Yönetim Kurulu Başkanı DR ZEYNEL ABİDİN ERDEM ile sosyal sorumluluk projeleri ve teknolojiye bakışı üzerine keyifli bir söyleşiTurkcell in 'Kardelenler' projesi yapılacak müzayede için 'pırlanta taşlı ay yıldız rozeti' hediye eden Erdem, projenin toplumda 'farkındalık' yaratacağını düşünüyor.

Aralık 2002’de İspanya Kralı Juan Carlos takdiri ile bugüne kadar sadece 14 kişiye verilen “ Commander of the order of Spanish Civil Merit” nişanını aldım. Bu ödülün halka hizmet ederek sevgisini kazanmış kişiler için olduğunu ifade edildi. Benim için, ülkem adına kabul ettiğim büyük bir onurdur.

"Belki bugün kimse bilmez, ama 'cep telefonu' kelimesinin isim babası benim. Türkiye'ye ilk geldiğinde bu alete ne demek gerekir diye düşünüyorduk. O zaman bu kadar küçük değildi ama ceket cebine sığıyordu. Fark etmeden birkaç defa üst üste 'cep telefonu' olarak telaffuz etmişim. Toplantımız bittiğinde bu aletin Türkiye'deki ismi belirlenmiş oldu."

Favori seyahat adresleriniz var mı? Tatil için nereleri tercih edersiniz?
Geçen sene ailece Fas turu yaptık. Fas, buram buram tarih kokan bir coğrafya. Çok etkileyiciydi. Ardından Mısır'a bir ziyaretimiz oldu. Oğlum ve kızım piramitleri ilk defa gördüler. Fotoğraflardakinden çok daha farklı bir manzara ile karşılaştılar. Bu yapıların nasıl inşa edildiğini düşünerek hayretler içinde kaldılar. Her ikisi de Amerika'da okudukları için tatilde daha egzotik bölgeleri tercih ediyorlar.

Size uğur getiren sürekli yanınızda taşıdığınız birşey var mı?
Uğurlu olduğuna inandığım bir eşyam yok. Cep telefonumun haricinde kalemlerimi ve not defterimi sürekli yanımda taşırım. Onları unutmamaya çalışırım. Ayrıca bir aile resmimiz her zaman yanımdadır.

Pozitif ve enerjik bir yapınız var. Bu enerjiyi nereden alıyorsunuz?
Çok genç yaşlardan beri sabah 6:00'da kalkarım. Yeni bir güne başlamanın heyecanını içimde hissederim. Şirket toplantılarımız hep erken saatlerdedir. Saat 10:00'da bütün konular konuşulmuş, bitirilmiştir. Dış dünyaya çok açık bir insanım. İşim ve görevlerim gereği her gün farklı ülkelerden çok sayıda insanla tanışıyorum. Ben Mardin'de doğdum. Mardin 7 dil, 7din ve 7 ayrı kültürün harmanlandığı kültürler kavşağı olma kimliği ile çeşitli uygarlıklara kucak açmış bir dünya kentidir. Ben kendimi bir sivil diplomat gibi hissediyorum. Türkiye'nin sahip olduğu tarihsel zenginliklerin yanı sıra modern, barışçıl, uzlaştırıcı ve medeni yüzünü dünyaya en iyi şekilde yansıtmayı görev edinmiş bir insanım.

Üstün Hizmet Ödülü ve birçok nişan aldınız. Biraz da bu yönünüzden bahsedebilir misiniz?
Ülkem tarafından takdir edilmek benim için büyük bir onurdu. Mardin'e, doğduğum bu kente yapmış olduğum katkılar sebebiyle Mardin halkı ve TBMM tarafından bir liyakat ifadesiydi. Ödülümü tüm ailem ile beraber, bir bakıma ailem adına kabul etmiş oldum. Bu onuru onlarla paylaşmak istedim. TBMM Onur Nişanı, Mardin'e olan sevgi ve saygımızın açık bir ifadesi oldu. 1989 yılında Sudan Cumhuriyeti'nin şahsıma layık gördüğü bir devlet onur nişanı aldım. Sudan'daki törene 1500 kişi katıldı. Bende çok özel bir anısı vardır. Aralık 2002'de İspanya Kralı Juan Carlos'un takdiri ile bugüne kadar sadece 14 kişiye verilen "Commander of the order of Spanish Civil Merit" nişanını aldım. Bu ödülün halka hizmet ederek sevgisini kazanmış kişiler için olduğunu ifade edildi. Benim için, ülkem adına kabul ettiğim büyük bir onurdur.

Cep telefonu teknolojisi sizin için ne ifade ediyor? Cep telefonunuzun hayatınızdaki yeri nedir? Cep telefonunuz olmadan bir gün geçirme fikri nasıl olurdu? 
Belki bugün kimse bilmez, ama 'cep telefonu' kelimesinin isim babası benim. Türkiye'ye ilk geldiğinde bu alete ne demek gerekir diye düşünüyorduk. O zaman bu kadar küçük değildi ama ceket cebine sığıyordu. Fark etmeden birkaç defa üst üste 'cep telefonu' olarak telaffuz etmişim. Toplantımız bittiğinde bu aletin Türkiye'deki ismi belirlenmiş oldu. Cep telefonum 24 saat açıktır. Çocuklarım yurt dışında okuyorlar. Saat farkı sebebiyle hiçbir zaman kapatamam. Her an arayabilirim veya onlar beni aramak isteyebilirler. İletişim hep açık olmalı. İletişim bu kadar pratik ve kolay olunca cep telefonu olmadan geçen bir gün çok uzardı sanırım. Söylemek istediklerinizi ertelemek zorunda kalırsınız, haberleri geç alırsınız, kendinizi hep geride kalmış gibi hissedersiniz. Her açıdan zor bir durum.

Sevdiklerinizle cep telefonu vasıtasıyla günde kaç kez iletişim kuruyorsunuz?
Size şöyle bir örnek vereyim. Benim binlerle ifade edebileceğim bir fotoğraf arşivim var. Uzun yıllar aile toplantıları, iş görüşmeleri, seyahatler gibi hayatımın tüm anlarının arşivi diyebilirim. Bu fotoğrafların 1990'dan sonra olan kısmında kulağımda cep telefonu olan kareler toplamın %85'i kadardır. Cep telefonu hayatımın bir parçası gibi. Günde kaç kez olduğuna cevap veremem ama bir saat içinde en az 9-10 telefon görüşmesi yapıyorum.

"Önce ülkeme, sonra kendime çalışan bir insanım. Örnek olması için söylüyorum, okuttuğumuz öğrenciler, onların yurt dışı üniversitelerde ve bulundukları ülkelerde kazandıkları başarılar, öğrenci yurtlarımızın fonksiyon ve potansiyeli, yaratığımız kaynaklar, ülke dışından getirdiğimiz eserler ve daha birçokları. Bu faaliyetler benim aynı zamanda manevi yönden de başarılı olduğumu hissettirmiştir. Bu cesaret ve özgüven ile ileriye dönük projeler için her zaman enerji buluyorum."

Erdem Holding Yönetim Kurulu Başkanı DR ZEYNEL ABİDİN ERDEM ile sosyal sorumluluk projeleri ve teknolojiye bakışı üzerine keyifli bir söyleşi3G teknolojisinin hayatınıza neler katacağını düşünüyorsunuz? Görüntülü telefon devri sizin için ne ifade ediyor? 
3G ile mekândan bağımsız bir hayat başlayacak. Günün her saati gözünüz ve kulağınız her yerde olacak. Belki artık hiçbir şeyi kaçırmayacağız. Her olayın görüntüsü avucunuzun içinde olacak. Her şekilde bulunmak istediğiniz ortamda olabileceksiniz. Bu sınırsız bir özgürlük ifadesi değil midir?

Turkcell kalitesini tercih etmenizdeki etkenler nelerdir?
İlk günden itibaren Turkcell'li olmanın rahatlığını ve konforunu yaşadım. İş seyahatleri sebebiyle neredeyse dünyayı dolaştım. Hiçbir yerde iletişimimin kesildiğini hatırlamıyorum. Uçaktan inince telefonumu açıyorum ve konuşmaya başlıyorum. Türkiye'de şu anda diğer ülkelerden çok daha kaliteli bir alt yapı ve sistem var. Bizler ne kadar şanslı olduğumuzu bilmeliyiz.

Bugüne kadar cep telefonuyla aldığınız en güzel haber neydi?
En güzel haber, 2006 yılında Galatasaray'ın şampiyon olduğuydu. Ben Amerika'daydım. Sanırım yeni uyanmıştım. Çocuklar bütün gün şampiyonluk şarkıları söyledi.

Cep telefonunuzdan TV seyrediyor, müzik dinliyor ve hatta msn üzerinden dostlarınızla chatleşiyor musunuz? 
Cep telefonunun bu tür avantajları olması çok güzel. Ama cep telefonuyla çok sık konuştuğum için diğer özelliklerini kullanmaya zaman kalmıyor diyebilirim. Çünkü TV seyrederken de telefonla konuşuyorum. Özellikle haberler sırasında. Ama 3G ve takiben yeni cep telefonu modelleri ile böyle bir olanak da doğacak sanırım.

Cep telefonunuz aracılığıyla internete girerek bankacılık işlemlerinizi gerçekleştiriyor musunuz? 
Hayır. Bankacılık işlemlerini cep telefonum ile yapmıyorum.

Cep telefonu ile sevdiklerinizle özel kutlamalarınız fotoğraf çekme ya da video kayıt özelliğiyle ölümsüzleştirdiğiniz oldu mu? 
Evet. Geçen ay Kağıthane'de Sayın Başbakan'ın açılışını yaptığı tünel içinde çok güzel fotoğraflar çektik. Görüntüsü çok kaliteliydi. Sonra bu fotoğrafları ABD'deki oğluma gönderdim. "İstanbul'a gelince mutlaka gidip göreceğim." dedi. Zaman zaman televizyondaki yayınlanan programlan kayıt ettiğim ve sonra dönüp dinlediğim oluyor. Bazen not tutmaya fırsat bulamıyorum. Hemen cep telefonumun video özelliğiyle kayıt ediyorum. Telefonların ajandaları sayesinde artık sekretere ihtiyaç yok gibi.

Ajanda özelliğinden siz de faydalanıyor musunuz?
Evet, çok yararlı olduğunu düşünüyorum. Bizim gibi yoğun çalışanlar her yere yetişmek ve geç kalmamak zorunda, özellikle uçak saati, toplantı zamanı gibi önemli şeyler varsa mutlaka 20 dakika öncesinde alarm ile uyarı alıyorum. Günlük program aksamam iş oluyor.

Hiç başınıza gelen kötü bir olayda cep telefonunuz sayesinde kurtulduğunuz oldu mu? Asansörde kaldığınızda haber vermek gibi. Ya da "İyi ki cep telefonu icat olmuş" dedirten böyle bir şey yaşayan yakınınız, oldu mu? 
Evet, 1996 yılında çocuklarla beraber Uludağ'a çıkarken arabamız kayarak yoldan çıkmıştı. Havanın kararmasına 1-2 saat vardı ve oradan en kısa zamanda kurtulmamız gerekiyordu. Hemen jandarmaya ve gideceğimiz otele haber verdik. Yardım geldi. Yoksa soğukla mücadele etmek zorunda kalacaktık.

Cep telefonunuzun çalma melodisini sık sık yeniler, sevdiğiniz müzikleri yükler misiniz? Sizi arayanlara seçtiğiniz müziği bekleme müziği olarak dinletiyor musunuz? Hangi şarkıyı seçiyorsunuz? 
Müzik yükleme alışkanlığım pek yok diyebilirim. Telefonun standart melodilerine ek yapmıyorum. Telefonum genellikle titreşimdedir. En yüksek ses seviyesindedir ama sadece 1 defa çalar. Ben duyarım. İkinci defa çalması toplantının ya da konuşmanın bölünmesine yol açabilir. Bence en önemli özellik, henüz konuşmam bitmemişse ve aynı anda beni arayan başka biri varsa anında uyarı vermesi. Yoksa ben mutlaka daha uzun konuşurum.

Turkcell'in 'Kardelenler' projesi için ne düşünüyorsunuz? Verdiğiniz hediyeyle projeye destek verdiniz duygularınızı öğrenebilir miyiz?
Turkcell'i "Kardelenler" projesi için yürekten kutluyorum. Okullarını bitiren kızların mutluluğunu yüzüne yansımış görüyorum. Gurur duyuyorum. Belki bu proje kızlarımız için küçük bir destek gibi görülebilir ama toplumda yarattığı 'farkındalık' daha büyük. Bu bir sosyal değişime sebep oluyor. Aynı zamanda bir mucize gerçekleşiyor. Küçük bir destek alan kızlar onu kendi çalışmaları ile büyüterek kendilerine bir gelecek yaratıyorlar. Eğitim bir yerde onlar için en büyük zenginlik. Sadece Güneydoğu'da okuyamayan kızlara bir destek değil, Türkiye'nin her yerinde bir eğitim seferberliğine dönüşmüş durumda. Herkes için bir cesaret ve teşvik anlamı taşıyor.

 

 

Yorumla