Türkiye büyük bir değişim ve büyük bir aşama içersinde. Bir taraftan demokratik açılım tartışmaları sürerken, bir taraftan Ortadoğu ülkeleriyle münasebetlerimizin en iyi noktaya taşındığını görüyoruz. Diğer taraftan da Sayın Başbakan Erdoğan’ın ABD ‘ye ziyarette bulunduğu ve Birleşmiş Milletler toplantısında dünyaya bir mesaj niteliği taşıyan enteresan, ciddi ve düşündürücü konuşmaları.

Bugüne kadar Sayın Özal ve Sayın Demirel zamanındaki Başbakanlar ve sonraki dönemde ise Sayın Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Ecevit ve Erbakan’ın konuşmaları Birleşmiş Milletlerde her zaman ses getirmişti. Fakat bu kadar etkin, açıklayıcı, sert ve direkt olmamıştı. Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını hissettirmek, Türk Halkının düşüncelerini okuyarak ve yine Halkın gücüne dayanarak da yansıtmak Sayın Erdoğan’a nasip oldu.

Hepimiz dikkatle ve ilgiyle yapılacak konuşmanın metni ve içerdiği mesajlar sebebiyle düşünce içersindeydik. Ancak bu konuşma metni olduğu gibi geçti. Nitekim Sayın Başbakan Türkiye Cumhuriyeti’nin Orta Doğu’daki varlık ve gücünü, Ermenilere karşı olan tavır ve tutumunu, Suriye ile olan yakınlaşmayı, Afrika Müslüman ülkelerine olan duygularını ve İran‘ın vurulması halinde bu bölgede bir facianın yaşanacağını çok mert ve açık bir dille ifade etmesi bize büyük bir onur verdi. Bugüne kadar “başka ülkelerde atom bombası varsa neden İran’da olmasın? “ diye soracak iradeyi gösteren böyle güçlü bir politikacımız olmamıştı.

Şahsi fikrime göre bu konuşmalar Türkiye’nin gelecekteki arşivlerine çok itibar görecek bir şekilde yansıyacaktır. Nitekim bu şekilde geçmişte yapılmış bazı konuşma örnekleri vardır. Sayın Özal’ın ve zaman zaman Sayın Demirel’in gerek Ortadoğu’da gerekse diğer hassasiyetlerimizin tarifi hususunda yumuşak ancak gerekenin söyledikleri dönemler olmuştur. Şimdi ise görüşlerini açık dille, Türkçesi ile çok sahih, net ve direkt olarak ifade eden bir Başbakan portresi görüyoruz. Gerek Cumhurbaşkanımız, gerek Başbakanımız Türkiye’de artık birçok şeyin değiştiğini ve değişmeye devam edeceğini her fırsatta, her toplantıda, her konumda, her seyahatte düzgün bir ifade ile Türk halkına ve yabancılara, Avrupa Birliğine, ABD ‘ye, Asya’ya, Afrika’ya, Orta Doğu’ya, Çin’e izah etmektedirler. Bu bizim ülke olarak biraz belimizi doğrulttuğumuzu, biraz moralimizin düzeldiğini, millet olarak güçlü ve kararlı varlığımızı hissettiriyor.

Teşekkür ediyoruz.

Dr.Zeynel Abidin Erdem