Yeni dünya sistemi kuruluyor, Türkiye de burada yerini alıyor. Türkiye, laik ve demokratik yapısıyla örnek bir rol oynuyor. Türkiye, yeni dünya düzeninde sosyal, kültürel ve stratejik amaçları ortak olan ülkeler arasında ittifaklar oluşturuyor.
Artık bölgesel güç olmak yeterli değildir. Türkiye için bölgesel konum az kalır. Zemin bu coğrafyada çok kaygan. Küresel hedefleriniz olmalıdır. Türkiye'nin, sahip olduğu potansiyeli bir bölgede değil, kıtalara açılarak kullanmalıyız. Ülkemiz, siyasi, sosyal ve ekonomik olarak istikrarlı bir yola girmiştir. Bireysel kalkınmayı başardık. Şimdi bir sonraki aşamadır yani küresel alanda daha çok söz sahibi olmaktır. Yenidünya düzeninde, geleceğin aktörlerini sıralarsak Amerika, Çin, Rusya ve Avrupa Birliği diyebiliriz. AB bir güçtür, yabana atılamaz. Özellikle Almanya hiç kenara atılamaz. Alacaklarına inanmasak bile elimizden gelen her yolu kullanmalı ve reformları kendi ülkemiz için devam edip tamamlamalıyız. Bizim için insan hakları, özgürlükler, demokrasi önemli. O yolda yürüyoruz. AB'ye bizim ihtiyacımız yok, onların bize bir gün olacak. İşte o gün AB dağılmış olacak ve üçe ayrılmış bir Avrupa ortaya çıkacaktır.
Ortadoğu’da söz sahibi olmayı eksen kayması olarak yorumlamak yanlıştır. Bu şekilde bir söylem Türkiye’nin yıldızının parlaklığından korkanların ifadesidir. Amerika ile uzun yıllara dayanan bir dostluğumuz bulunuyor. İlişkilerimizi bozmaya çalışanlar var ama bunlara karşı Türkiye her zaman stratejik bir duruş sergilemelidir. Bölgesel güç konumumuz ve küresel aktörlerle ilişkilerimize Türkiye'nin jeostratejik konumundan bakmalıyız, dünyada yalnız değiliz, hele hele büyük oynamanın dertleri başka olmaktadır. Gelecekte Ortadoğu ve Yakın Doğu meselelerinde Türk-Amerikan ilişkilerinin dengesi birçok konunun çözümünü sağlayacaktır. ABD, İsrail'i koruyabilir, politikalarını ona göre ayarlayabilir. Bu Türkiye'yi fazla ilgilendirmez. Yeni dünya düzeninde Amerika, İsrail için Türkiye ile ilişkilerini bozmaz. Türkiye bugün İsrail'e karşı ne gerekiyorsa yapıyor. Başbakan Erdoğan'ın tavrı çok olumludur. Sıkışan İsrail'dir ve yaptıkları nedeniyle yalnız kalmaya mahkûmdur. Türkiye, İsrail'e bakarak yeni dünya düzeninde yerini almaz. Dünyanın onuncu ekonomisi olmakla, jeostratejik konumu ile yerini alır.
14–15 Mart tarihinde yapılan Değişim Liderleri Zirvesi, İstanbul’a küresel politikaların şekillendiği bir merkez unvanı kazandırdı. Tarih boyunca eşsiz coğrafi konumuyla dünyanın en önemli şehirlerinden İstanbul, değişimin, finansın, kültürün ve politikanın en önemli merkezlerinden biri oldu. Dünya liderlerine yeni bir ruh vadeden oluşum, önemli isimleri buluşturduğu birinci zirvesiyle Davos’a rakip olacağını hissettirdi.
Yirmi iki ülkeden ekonomi, siyaset, bilim dünyasının önde gelen isimleri dünya politikalarını masaya yatırdı. Forumdaki 21 ayrı oturumda küresel ekonomiden Ortadoğu sorununa, dinler arası diyalogdan güncel uluslararası krizlere kadar çok farklı konular, yetkin isimlerce tartışıldı. Bu önemli organizasyon ile dünyanın dikkatini bir kez daha Türkiye’ye çekilmesi hedeflenmiştir. Bölgesel ve küresel ölçekli değerlendirmelerle, geleceğin bir anlamda öngörülmesi ve planlanmasına dikkat çekilmek istenmiştir. Biz bu organizasyonun etkin ve sürekli bir platforma dönüşmesini destekliyoruz. Türkiye’nin her alanda tanıtımı için büyük önem taşıdığını düşünüyorum.