Topkapı Sarayı'na bağışlanan mühürlerin özel olduğu ileri sürüldü

Sultan Abdülhamit'in 33 yıl süreyle kullandığı belirtilen ve Paris Drouot Salonu'nda yapılan müzayedede Zeynel Abidin Erdem ve Mehmet Nezih Erdem kardeşler tarafından satın alınan mühürlerin "devlet mührü" değil, Abdülhamit'in özel mühürleri olduğu öne sürüldü. Sahaf Lütfü Seymen, kendisinde de üzerinde "Yıldız Kütüphanesi" yazan benzer bir mühür olduğunu vurgulayarak devlet mührü kavramının çok tartışmalı bir konu olduğunu söyledi.

Geçen Nisan ayı içinde Zeynel Abidin ve Mehmet Nezih Erdem kardeşlerce 538 bin 962 Fransız Frangı'na (yaklaşık 23 milyar TL) satın alınarak Topkapı Sarayı Müzesi'ne bağışlanan som altın saplı devlet mührü ve sedef saplı som altından yapılmış özel mührün, iddia edildiği gibi devlet mühürleri değil, Abdülhamit'in özel mühürleri olduğu savunuldu.

Mühürlerin devlet mührü olmadığını öne süren sahaf Lütfü Seymen, üzerinde Osmanlıca Yıldız Kütüphanesi yazan ve Abdülhamit döneminde yaptırılan bir mührün kendi özel koleksiyonunda olduğunu belirtti.

Kendisinde bulunan mührü müzayede ve koleksiyon işlerine meraklı bir kişiden yaklaşık bir yıl önce satın aldığını ve satmayı düşünmediğini söyleyen Seymen, devlet mührü kavramının çok tartışmalı bir konu olduğunu kaydetti. Son yıllarda eski eser, eşya ve kitaplara yoğun bir ilgi olduğunu ifade eden Seymen, "Türk burjuvazisinin önemli bölümünün parası var ama soyluluğu yok.

Soyluluğun da eski ve değerli eserlere sahip olmaktan geçtiğini sanan insanlar var ne yazık ki. Kendisini tatmin için, ünlenmek ya da sosyeteye girmek amacıyla eski eserler alanlar var. Geçtiğimiz yıllarda hıdivlerden birinin iç çamaşırının bile satıldığını anımsıyorum" diye konuştu. Erdem kardeşler tarafından satın alınan mühürleri Abdülhamit'in özel işlerinde kullandığını savunan Seymen, kendisindeki Yıldız Kütüphanesi mührünün de bu kütüphanedeki kitaplara basılan özel bir mühür olduğunu ifade etti.

Kendisinin çok küçük yaşlardan beri bir kitapsever olduğunu anlatan Seymen "Osmanlı İmparatorluğu gerçekten iyi bir arşiv ve kayıt tutmuş. Fakat ne yazık ki tarafsız ve bilimsel bir gözle korunması, saklanması, derlenmesi gereken, çok iyi tasnif edilip kullanılması gereken belgeler hak ettikleri ilgiyi görmemişler" diye konuştu. Eski eserlerin korunmasıyla ilgili yasaların eski bile değil, arkaik dönemden kaldığını öne süren Seymen şöyle devam etti:

"Bu yasalar değişmeli ve parası, ilgisi, bilgisi olan insanların eski eserlere sahip olması sağlanmalı. Özel koleksiyon ve müzeler özendirilmeli."