Haberler

İş dünyasında bir çırpıda büyüyen şirketlerin yanı sıra bir de yavaş yavaş ama sağlam adımlarla büyüyen şirketler vardır. Büyük bir hızla büyüyen şirketlerin yıldızı hemen sönebilir. Ama adım adım ilerleyenleri sarsmak biraz zordur.

En Büyük Yanlış Plansızlık

Tarih: 6.12.1999
  Yazdır

İşadamı Dr. Zeynel Abidin Erdem ülkemizdeki en büyük yanlışlığın plansızlık olduğunu söyleyerek , " Eğer, bir medeniyetin yüz yıllık planı yoksa 95 yıllık olmalı, o yoksa 94 yıllık olmalı. 93'e indiği zaman acz içerisindedir. Ancak Türkiye'nin beş yıllık planı bile sağlıksız. Özel sektör ise ilk 20 yılını planladı ve halen hazırlıklarını sürdürüyor" dedi.

Paris'te ,1998 yılında düzenlenen müzayede de Türkiye için oldukça önemli bir eser de vardı. Kültür Bakanlığı'nın katıldığı müzayede de II.Abdülhamit 'in 33 yıl kullandığı "devlet mühürleri" 50 bin dolarlık bütçenin yetersiz kalması üzerine satın alınamamıştı. O günlerde daha çok iş çevrelerince tanınan Zeynel Abidin Erdem , tarihi mirasımıza sahip çıkınca , geniş halk kitleleri tarafından da tanındı. Erdem, tarihe arkanıza dönmenizin ileriye gözlerinizi kapamakla bir olduğu düşüncesini taşıyanlardan. İletişim , enerji ve ulaşım alanında iddialı olan işadamı , 2000 yılında varolabilmenin yolunun uzun soluklu hedeflerde yattığını söylüyor. Erdem'in dün, bugün ve geleceğe ilişkin sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

E.-P. TREND :İsminizin bu günlere gelmesinde en etkili faktör sizce neydi?

ERDEM :Bu noktaya ulaşabilmemizin en önemli öğelerinden ilki ciddiyetle çalışmak, diğeri de doğruluktur. İnsanların çoğu bir an önce köşe dönme , devleti soyma, ihale alıp başka işler yapma , paradan para kazanma ve benzeri işlerle uğraşmaktalar. Oysa, biz 35 yıldan bu yana basamakları yarım yarım çıktık. Ülkemizin örf ve adetlerine harfiyen uyduk. Ticari kavram ve kuralları kesinlikle tatbik ettik. Özel yaşantımızı işimizin yönlendirdiği şekilde belirledik. Bugün varız, diyebilme güzcünü doğrularımızı kararlı bir şekilde uygulayarak sağladık.

'BİZ HAZIRIZ'

E.-P. TREND :Zeynel Abidin Erdem , 2000 yılına hazır mı?

ERDEM :2000 yılına Zeynel Abidin ve Erdem Holding hazır, ama Türkiye, hazır değil. Muasır medeniyet kavramının tanımı artık 'chip'lerde yani elektronikte yatıyor. Bu zorunlu gerçeğe karşı, ülke olarak daha uzun süre gözlerimizi kapayabileceğimizi düşünmemeliyiz. Şirket olarak 2000 yılında varolmanın ve başarının neler gerektirdiğinin bilincindeyiz. Holdingimiz bünyesinde yer alan şirketlerden her biri kendi alanında çağın bir adım önünde gitmeyi hedef edinmiş kuruluşlar. Hedeflerimizi oluştururken de uzun soluklu planlara yer veriyoruz.

Türkiye'nin büyük bir yanlışı var, o da her şeyden önce plansızlık. Eğer, bir medeniyetin yüz yıllık planı yoksa 95 yıllık olmalı. 95 yıllık yoksa 94 yıllık olmalı. 93'e indiği zaman acz içerisindedir. Ancak, Türkiye'nin beş yıllık planlarında dahi yeni gelecek teknolojinin hiçbirini göremiyoruz. Özel sektör ise ilk 20 yılını planladı ve halen hazırlıklarını sürdürüyor. Örneğin bugün Çukurova'nın dijital platformuyla paralel çalışmalar yürütmekteyiz. Bu projeyi Doğan Holding'le birlikte gerçekleştiriyoruz. Proje gerek televizyon, gerek internet, gerekse diğer elektronik hizmetlerin üst noktasında yer alıyor. Şimdiye kadar yaklaşık 300 milyon dolar harcanan bu projeye 1 milyar dolar daha aktarılacak. Devletin şu an aklına gelmeyen 20 yıllık ihtiyaç duyulacak tüm elektronik ve yapı hizmetleri bu proje de yer alacak.

E.-P. TREND :İletişim alanında önemli bir yerdesiniz. Bu alanda başarının temelinde ne yatıyor?

ERDEM : İletişim alanında yer edinmeniz için büyük bir sermayeye sahip olmanız şart. Bu teknoloji saat ve saniyeyle değişen bir teknoloji. Nerede , ne zaman hangi alanda bir değişiklik oldu, nasıl yetişeceksiniz, nasıl getireceksiniz, neler yapmanız gerekiyor. Bunu bünyeniz de oluşturduğunuz araştırma departmanın çalışmaları doğrultusunda belirlemelisiniz. Biz aktivasyonumuzu her zaman canlı tuttuğumuz için Tayvand'dan Singapur'a Amerika'dan İsveç'e sürekli dolaşan bir araştırma grubuna sahibiz. Elemanlarımız yedek parçaları ve yeni gelişen teknolojinin hepsini hızlı bir şekilde Türkiye'ye akıtıp, getiriyorlar.

E.-P. TREND :2000 yılında Erdem Holding , olarak nasıl bir hedef belirlediniz?

ERDEM :Türkiye'nin 2000 yılında üç tane büyük handikapı var. Bunlar ulaşım, iletişim ve enerji. Eğer ulaşamadığınız bir sisteme sahipseniz transformasyonunuz mümkün değil. Eğer konuşamadığınız bir sisteme sahipseniz bu defa alıp, satmanız mümkün değil. Eğer enerjisini sağlayamadığınız bir sanayiniz varsa bu defa üretme imkanına sahip değilsiniz, demektir. Bu üç alanda da faaliyet göstermek 2000'li yılların iş adamının vazgeçilmezi olmalı. Erdem Holding, olarak yeni yılı en iyi şekliyle geçirmek istiyoruz. Türkiye'de 2000 yılında elektronikte, dijital platformda, ulaşım sektöründe, iletişim ve enerji sektöründe iddialı bir grubuz.

'ENFLASYONUN DÜŞECEĞİNE İNANMIYORUM'

E.-P. TREND : İşadamı kimliğinizin yanısıra kamuoyunda tarihi değerlerimize verdiğiniz önemle tanınıyorsunuz. Sultan II.Abdülhamid'e ait devlet mühürlerini satın alarak, ülkemize kazandırdınız. Bu yöndeki çalışmalarınıza bir yenisini eklemeniz mümkün mü?

ERDEM :Osmanlı İmparatorluğunun 700 Yılı dolayısıyla Viyana'da sergilenen ve sanat camiasında çok ses getiren 36 padişahımıza ait yağlı boya tabloları satın aldık ve ülkemize getirdik. Ama 700 yıl merasimleri ertelendiği için bunu yetkili mercilere henüz teslim etmedik. Mühürlerden sonra tarihimizden bir hatıra daha Rusya'da kalacağına Türkiye'de Osmanlıların torunlarına hediye edilmek üzere tarafımızdan Kültür Bakanlığımıza teslim edilecek.

E.-P. TREND : Hükümet , gelecek yıl içerisinde enflasyonun yüzde 25'lere düşürüleceğinin hedeflendiği söyleniyor. Bu hedefe ulaşılacağına inanıyor musunuz?

ERDEM : Düzgün ve doğrusal gitmekte olan bir arabanın el frenini aniden çekerseniz , içindekiler takla atar. Böyle bir şeyin gerçekleşmesini ilk iki sene içerisinde bir çok şirketin iflasına, kapanmasına sebep olur. Hükümet bu söylemi , on yıldır tekrarlamaktadır. Hepimizin yıllardır bildiği gibi enflasyonda bir düşüş sağlanabilse bile bu en fazla yüzde 5'ler 10'lar seviyesinde gerçekleşiyor. Bir Türk vatandaşı olarak enflasyonun yüzde 25'lere düşmesini dilerim. Hatta bunun için dua ediyorum. Fakat, Başbakan Ecevit'in yaptığı açıklamanın gerçekleşeceğine asla inanmıyorum.

' KİTLERİN CAZİBESİ YOK'

E.-P. TREND : Özelleştirmenin Türkiye'de önümüzdeki 10 yıl içerisinde vücut bulacağına inanıyor musunuz?

ERDEM : Türkiye'de özelleştirmenin on yıl, ya da yirmi yıl gibi bir sürede böylesi bir yapılanma doğrultusunda yerleşeceğine kesinlikle ihtimal vermiyorum. Romanya, özelleştirmeye üç sene evvel başladı. İki senede devletin bütün malları özelleştirildi. Bugün özelleştirme başkanına ve personeline istihdam edilecekleri alan arıyorlar. Çünkü işleri bitti. Oysaki Türkiye, Özal zamanında başlattığı bu girişimi şu ana kadar bir ileri iki geri götürüyor. Özelleştirmenin alt yapısını oluşturamadığı için her hareketi betona çarpar gibi geri dönüyor. Mevcut konumuyla devlet KİT'lerden bırakın para kazanmayı düşünmeyi , talip olan özel şirketlere hediye etmeli. Hatta üstüne de para vermeli. Çünkü ortada yüzüne gözüne bulaştırdığı bir sistem var . KİT'lerden ötürü devlet halkın sırtından ekmek çalıyor, durumunda Yıl eşittir zararı kat trilyon.

E.-P. TREND : Politik ve ekonomik açıdan dış ticarette izlediğimiz yolu nasıl değerlendiriyorsunuz?

ERDEM : Öncelikle komşularımızla olan ticari ilişkilerimizde daha aktif konumda olmalıyız. Bugün bizim Almanya'ya ml satmamızın pek mümkünü yok. Suriye'ye , Sudan'a Suudi Arabistan'a mal satabiliriz. Onun için Amerika'yı göz ardı edip darıltmayacak, ama bu ülkelerin enerji potansiyelinden istifade edeceksiniz. Gaz teknolojisini yakınımızdaki Irak, Suriye, İran dururken Türkmenistan veya Sibirya'dan getirmek gibi bir refleksi kullanmamız yanlıştır. Bu ticari ilişkileri sağlayabilmemizin yolu Amerika'yı iknadan geçiyor. Bu nedenle 1950'de başlayan dostane ilişkileri zedelemeden hareket etmek zorundayız. Bu arada enerjimizin kaynağını temsil eden , 6-7 milyar dolarlık ihracatımız olan Irak'ı da silkelemeyiz. Çok yakın tarihte Irak'taydım. Türkiye'de esi büyükelçinin Irak'ta idam edildiği hususunda bir yayın çıktı. Kalp hastası olan ve eceliyle ölen bu yetkilinin ardından basınımızda yer alan haberler Irak'la olan ilişkilerimizin soğumasına neden oldu. Depremin ardından Irak bize 10 milyon dolarlık ham petrol hediye etmişti. Bu petrol, işlenmesi durumunda 48 milyon dolar tutar. Bütçemize direkt giren bu parayla deprem mağdurlarına bir " Saddam Köyü" köyü kurulacak. Medyamızın İran'a karşı da, Irak'a karşı da uzat elini uzatayım elimi prensibine doğru hareket etmeli.

E.-P. TREND : İç politikamız sanayiciyi rahatlatıyor mu?

ERDEM : Bugüne kadar hala Özal'ın kurduğu temel taşların üzerinde hareket ediyoruz. Bir ikinci temel taş getirilsin, alkış tutayım. Arzu ediyorum ki Özal'dan on kat iyi adamlar çıksın ve suni biçimde yaratılan iç politik buhran aşılsın. İçimizi rahatlamasına gelince, sürekli değişen ve her altı ayda yenilenen bakanlıklarıyla hükümet, hemen her alanda olduğu gibi sanayi alanında da güvensizlik yaratıyor. Geçici değil, kalıcı politikaların olması ve istikrarlı hükümetlerin başımızda bulunması en büyük dileğimizdir. 

Yorumla