Haberler

İş dünyasında bir çırpıda büyüyen şirketlerin yanı sıra bir de yavaş yavaş ama sağlam adımlarla büyüyen şirketler vardır. Büyük bir hızla büyüyen şirketlerin yıldızı hemen sönebilir. Ama adım adım ilerleyenleri sarsmak biraz zordur.

Türk Dostu Bir Diplomat

Tarih: 22.05.2005
  Yazdır

Amerika Birleşik Devletleri Başkonsolosu Dr. David Arnett’i ilk olarak TABA’nın kuruluşunun 5. yılında Ankara’da görev yapan bir diplomat olarak tanıdım. Uzun bir süre Türkiye’de kaldıktan ve büyük bir hızla Türkçe öğrendikten sonra tekrar ülkesine döndü. Daha sonra görevli olarak başka ülkelere giden Dr. Arnett, 4 yıl önce Türkiye’nin ABD İstanbul Başkonsolosluğu gibi önemli bir göreve atandı.

Dr.David Arnett’i bugün Türk Milletine şöyle bir mesajla tanıtmak istiyorum. Bir Türk dostu, bir centilmen, bir sanatsever, bir diplomat, bir arkadaş, bir sporcu ve bir sosyal faaliyetler kaynağı. Dr. Arnett, Türkiye’deki gelişmeleri her zaman Türk Milletinin gerçek reflexleriyle birlikte en objektif şekilde değerlendirmiştir. Kendisini, olayları hiçbir polemiğe ve yanlış yoruma yol açmaksızın olduğu gibi yansıtmış, diplomasinin tüm gereklerini en uzlaştırıcı şekilde kullanmış ve her zaman Türkiye’nin yanında yer almış bir şahsiyet olarak tanıyoruz.

Size Dr. Arnett’in farklı tarihlerde yapmış olduğu konuşmalarından bazı alıntılar yaparak Türk-ABD ilişkilerine yaklaşımından örnek vermek istiyorum.

“Türkiye muhteşem bir geçmiş ve geleceğe sahip muhteşem bir ülke. Bu geleceği birbirimizin politikalarını ve ulusal ve uluslararası hedeflerini daha iyi anlayarak birlikte inşa edelim. Birbiri ile her zaman anlaşamayabilen ancak her zaman birbirleri için en iyisini isteyen kardeşler gibi olalım. Türkiye ve Amerika'nın devam etmesi gereken ve edecek olan bir dostluk ve karşılıklı menfaat ilişkileri vardır. İlişkimiz derin ve çok yönlüdür. Birleşik Devletler Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne kabul başvurusunu ve Türkiye'nin ekonomik büyümesini ve Türk demokrasisinin başarısını desteklemeye devam edecektir. Amerika, Türkiye’nin hem ekonomik hem de siyasi yönden güçlü ve başarılı olmasını arzulamaktadır.

Birçoğunuz muhtemelen Irak’a müdahalenin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin onayını alması gerektiği ve bu onay olmadan yapılan müdahalenin meşru olmadığı konusunda bir çok haber okumuşsunuzdur. Ancak acaba kaçınız Bosna'da Müslümanları Hristiyan Sırpların etnik katliamından korumak için harekete geçen NATO ittifakının BM Güvenlik Konseyinin onayını almadığı hakkında bir haber okudunuz? Yada Kosova'daki Müslümanları etnik katliamlara karşı korumak için harekete geçen gönüllü ülkeler koalisyonunun da BM Güvenlik Konseyinin onayına sahip olmadığı, ve her iki olayda da harekete geçme kararının Rusya'nın vetosuna takılacağının bilindiği ile ilgili haberler okudunuz mu? Bu harekatlar meşru değiller miydi? Müslümanları korumamalı mıydık?

İşin önemli kısmı birbirimizi daha iyi anlamakla ilgilidir. Bu karşılıklı anlama süreci medyada yer alan gerçek-dışı yada doğru olmayan yazılar yüzünden zaman zaman zor bir hal almıştır. Ülkelerimiz arasındaki karşılıklı anlayışın artması için medyanın daha fazla sorumluluk duygusu içinde olması gerekmektedir.”

Yukarıda da görüldüğü gibi Dr. Arnett geçmişte bazı diplomatların düştüğü hatayı tekrarlamamış, Türkiye’de ideolojik kaynaklı güçlerin faaliyetlerine hiçbir zaman kulak asmamış, bu grupların sadece kendilerine yarar sağlayan girişimlerini çarpıtarak yansıtmamıştır. Böyle bir dostun görev süresinin sona ermesi ve ülkesine dönüşü bugün belki Türkiye için bir kayıp olarak düşünülebilir. Ancak kendisini Ankara’da ABD Büyükelçisi olarak görme şansı bulursak, bu Türkiye ve Ortadoğu için bir kazanç olacaktır.

Çeşitli vesilelerle konuştuğum pek çok işadamı, politikacı, basın mensubu ve diplomat, Dr.David Arnett’in “ Bir Türk Dostu” olarak yapmış olduğu faaliyetleri hep aynı yorumla değerlendirmiştir. Bugüne kadar Türkiye’de görev yapan birçok diplomat ile karşılaştırdığımız zaman Dr. Arnett ‘in farkını hissediyoruz. O’nun objektif gözlem yeteneği ve olaylara her zaman sağduyulu yaklaşımının Türkiye’ye katkısını zamanla anlayacağız. Umarız ve dileriz ki kendisine Türkiye’de Büyükelçilik görevi verilir. Ortadoğu’da her zaman yönlendirici olan Türkiye gibi önemli bir ülkede, böyle uzlaştırıcı bir diyalogu ancak Ankara’nın merkezinde yer alan sıcak bir iletişim sayesinde sağlayabiliriz.

Yorumla