Haberler

İş dünyasında bir çırpıda büyüyen şirketlerin yanı sıra bir de yavaş yavaş ama sağlam adımlarla büyüyen şirketler vardır. Büyük bir hızla büyüyen şirketlerin yıldızı hemen sönebilir. Ama adım adım ilerleyenleri sarsmak biraz zordur.

Topyekün Saldırıya Dikkat

Tarih: 13.03.2005
  Yazdır

 

DR ZEYNEL ABIDIN ERDEM 13 MART 2005 TARİHLİ – STAR GAZETESİ MAKALESİ

Türkiye, son 1 aydır topyekün bir saldırıya maruz kalmıştır. Dikkatle takip edildiğinde açıkça ortaya çıkan bir gerçek var: Bu saldırı çok düzenli, planlı ve zamanlaması da ayarlanarak Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü etkilemeye çalışan güçler tarafından organize edilmektedir. Detaya inildiğinde ise bu hareketin ülkemizde istikrarsızlık yaratıp bir takım zayıflıklardan çıkar sağlamak amacında olduğu konusunda şüpheye yer kalmamaktadır. Ancak bu hareketin engellenmesi ve bertaraf edilmesi görevi 1.derecede Türk basınına, 2. derecede Türk halkına, 3. derecede Türk hükümetine ve devletine düşer.

Neden Türk Halkı? Neden Basın?

Basın, AB karşısında Türk milletinin temel ilkelerini müdafaa ederek bugünkü coğrafi konumunu, siyasi ve askeri avantajlarını açıkça vurgulamalıdır. Kasıtlı ve izinsiz bir gösteri sırasında polisleri sadece kadınları döverken gösterirseniz, haklıyı-haksızdan doğru ayıramazsınız. Basın ancak elindeki güç ve iradeyi objektif olarak kullanırsa doğru ve net neticeler alabilir. Örneğin izinsiz gösteri yapan, polisi tahrik eden, yol kapatan, trafiği tıkayan bu harekete ve ülke bütünlüğüne zarar vermek amacıyla meydanlara çıkan şer kuvvetlerinin provokasyonuna da bilmeyerek destek olunmamalıdır. Son 2 yıl içinde yapılan yürüyüşlere polisin müdahele etmediği, şiddet kullanmadığı, toplantılara saygı gösterdiği unutulmamalıdır. Ama ideolojik ve organize bir eylem yürüten, küçük çaplı ve sürekli aynı şeyi savunan, böyle gruplarla mücadele etmek için bir an önce yasalarımızı yürürlüğe koymak ve uygulamak gerekmektedir. Veya bırakın herkes istediği gibi birbirine bağırsın, istediğini yapsın hatta geçmişte olduğu gibi daha ileri gidip etrafa zarar versin, halkımız da mağdur olsun.

Demokrasi insanlara kendi ideolojik fikirlerini müdafaa etme özgürlüğünü verir. Ancak ne yazık ki bu Türkiye’de Kürt - Türk ayrımını körükleyen, tahrik eden ve bundan çıkar sağlayan aşırı uçların sokaklardaki militanlarının serbestçe hareket etme talepleri olarak ortaya çıkmaktadır. Ama herkes bilmelidir ki her Kürt benim kadar Türk’tür. Her milliyetçi Türk bir o kadar Kürt’tür. Dolayısıyla 1000 yıldır beraber yaşadığımız ve bizi Çanakkale’de yalnız bırakmayıp bir çok mücadelemizi göğüslemiş olan Kürt soydaşlarımıza, Kürt kardeşlerimize kimsenin musallat olmasına izin vermeyiz. Ama şunu da yüksek sesle ifade ediyorum ki militanist emeller ile geçmişte Türkiye’nin içersine düştüğü Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki ülkenin bütünlüğüne yönelik hadiseler devam ederse bunların üzerine de gerekirse bizzat gideriz. Kimsenin yanlış mesajlar vererek Kürt kardeşlerimizi bir şekilde bu yapılanlarla özdeşleştirmesine müsaade etmemeliyiz. Devlet de, hükümet de, millet de müsaade etmemeli. Zaten bu fark hemen hemen anlaşılmıştır, artık hiç kimse de onları diğer gruplarla karıştırmıyor. Bugün Türkiye’de en zenginlerimiz arasında Kürtlerimiz vardır. Aralarından Cumhurbaşkanlığı’na, Ordu Komutanlığı’na kadar yükselmiş insanlar vardır. Türkiye onlara alkış tutmuş, önünde saygıyla eğilmiştir. Kimse de O Kürt’tür, bu Türk’tür dememiştir. Bunları hiç unutmayalım ve gerekirse tekrar hatırlatalım.

Artan hırsızlık olayları

Yukarıda anlattığımız gibi Türkiye inanılmaz bir ablukaya alınmıştır. Bu olayı organize edenler İstanbul, Ankara ve İzmir’deki huzuru bozarak, ulusal birliğimizi tehdit ederek bu devlete, hükümete ve millete itimadı yok ederek bir yere ulaşacaklarını düşünmektedirler. Bu yok etme ve provokasyon çabaları, basında maksimum yeralacak ve uluslararası platforma taşınabilecek şekilde planlandığı için gazetecilerimizin de evleri tek tek soyulmaya başlandı. Turgut Kazan gibi önemli şahsiyetler sokakta saldırıya uğramaya başladı. İşte burada da olayları iyi değerlendirip, dikkatle takip etmeli, kaynağını öğrenip, gerekli önlemleri almalı, en kısa zamanda da yok etmeliyiz.

Amerikan basını

Amerikan basınını Türkiye karşıtlığı konusunda körüklemeye çalışanlar, veya arzu ettikleri noktaya Türkiye’yi bir şekilde endirekt getirmeye çalışanlar büyük bir pişmanlıkla karşı karşıya kalacaklardır. Bu onlar için bir yüzkarasıdır. Ortadoğu coğrafyasında ABD ve Türkiye’nin bu stratejik ortaklığa ihtiyacı vardır. Türk halkının tavrı çok açıktır. ABD ile stratejik-askeri birliğimizi ve dostluğumuzu kasti olarak bozmaya çalışanların Türkiye’yi sıkıştırıp bir noktaya getirmesi de mümkün değildir.

 

Yorumla