Haberler

İş dünyasında bir çırpıda büyüyen şirketlerin yanı sıra bir de yavaş yavaş ama sağlam adımlarla büyüyen şirketler vardır. Büyük bir hızla büyüyen şirketlerin yıldızı hemen sönebilir. Ama adım adım ilerleyenleri sarsmak biraz zordur.

Avrupa’daki Kriz Türkiye’de Nasıl Hissediliyor?

Tarih: 3.08.2012
  Yazdır

 

Dünya küresel bir köy diye tabir edilirken ülkelerin değişen ticari ve ekonomik özellikleri etkileşim içinde birbirine yön veriyor...
 
Türkiye’deki üretici firmaların, doymamış pazarlara ulaşma hedefinde hareket etmesi ve yeni pazarlara ulaşma isteği ihracat rakamlarına olumlu yönde yansıyor, ancak ihracatının büyük bir kısmını Avrupa ülkelerine gerçekleştiren Türkiye’nin ticari potansiyelini kullandığı bu kapının ardında yaşanan ekonomik sıkıntıların da ihracat rakamlarını etkilemesi bekleniyor.
 
Türkiye ekonomisi büyüme hızıyla tüm dünyada yankı uyandırdı. Krizlerle anılan bir ülkenin iyileşen ekonomisi dikkatleri üzerine çekerken Avrupa’nın geneline yansıyan ekonomik sıkıntıların giderek daha da belirginleşmesi akıllara Türkiye bundan nasıl etkilenecek sorusunu getirdi. İhracat Dergisi Krizdeki Avrupa Türkiye’yi nasıl etkiler sorusunu DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) Türk-İspanyol İş Konseyi Başkanı Dr. Zeynel Abidin Erdem, Türk-Portekiz İş Konseyi Fahri Gökyayla, Türk-Yunan İş Konseyi Başkanı Selim Egeli’ye yöneltti.
 
 
“İspanyolların Türkiye’ye Yatırımları Artıyor”
 
Ekonomik krizin en zorunu 2001 yılında yaşayıp atlattığımıza değinen DEİK Türk-İspanyol İş Konseyi Başkanı Dr. Zeynel Abidin Erdem, “Sayın Bakanımız Ali Babacan‘ın ifade ettiği gibi şimdi bu kriz nasıl yönetilir diyerek Avrupa’nın sıkıntılı ekonomisi için onlarla tecrübelerimizi paylaşıyoruz” dedi.
 
Bugün yurt dışında başarılı olan birçok Türk girişimcisi ve şirketinin var olduğuna değinen Erdem, Türk işadamlarının müteşebbis ruhunun ülkemiz sınırlarını aşmasının önemli bir nokta olduğunu vurguladı.
 
 
“Bizim birinci önceliğimiz ihracatımızı arttırmak, ikinci önceliğimiz KOBİ‘lerin her alanda desteklenmesidir” diyen Erdem, “Türkiye’de enerji kaynakları ve imkânları olmadığından bu imkânları dışarıda aramak için fırsatlar yaratılması ihtiyacı ile işadamlarımız ve girişimcilerimiz dış pazarlarda faaliyetlerine başladılar ve çok başarılı oldular. Dolayısıyla Türk iş dünyası kendisine bir fırsat yaratmak için dünyaya bir kapı açmıştır” diye konuştu. 
 
Avrupa'daki en büyük ekonomilerden biri olan İspanya’nın aynı zamanda Türkiye için iş ortağı, yatırım ortağı ve kredi ortağı olduğunu ifade eden Erdem, “İspanya, özellikle Portekiz, Latin Amerika ülkeleri ve Birlik ülkelerinde ciddi sermaye yatırımı olan bir ülkedir. İspanya'nın en önemli özelliklerinden birisi de bünyesinde büyük bir yabancı sermaye stokuna sahip olmasıdır. Aynı zamanda nüfusu 300 milyonu aşan Latin Amerika ülkeleri ile organik bağı bulunması nedeniyle, Türkiye-İspanya ilişkilerindeki gelişmelerin bu ülkelere de ulaşma imkanı da sağlanabileceği göz ardı edilmemelidir” şeklinde konuştu.
 
1999 yılında İspanya Hükümetinin Türkiye‘yi hedef ülke seçmesi ve iki ülke arasında ortak eylem planı oluşturulmasını takiben ticari ilişkilerimizin yoğunluk kazandığına dikkat çeken Erdem, “İspanya ve Türkiye‘de hem bölgesel hem de sektörel işbirliği toplantılarına ağırlık verilerek her iki ülkede bölgesel kuruluşlarla işbirliği yapılıyor. Ayrıca ticaret ve yatırım fuarların organizasyonlarına DEİK Türk–İspanyol İş Konseyi tarafından destek veriliyor” diye konuştu. 
 
Son yıllarda ülkemizde İspanyol yatırımlarının arttığını belirten Erdem, “En son 13 Ekim 2011 tarihinde Ekonomi Bakanı Sayın Zafer Çağlayan‘ın katılımıyla Madrid ‘de Türkiye –İspanya Yatırım ve İşbirliği Zirvesi düzenledik. Bu toplantıya yaklaşık 150 İspanyol işadamı katıldı. 2001 yılında İspanyol Firmalarının 190 milyon dolarlık doğrudan yatırımı bulunurken 2011 yılının ilk yarısında tam 2 milyar dolarlık yatırım yaparak Türkiye’nin toplam yatırımında yüzde 39 ‘luk pay elde etmiş ve birinci sıraya yükselmiştir” dedi.
 
 
İspanya ile olan ikili ticaretimizin 2001 yılından itibaren sürekli gelişme gösterdiğine değinen Erdem,  2009 yılında ortaya çıkan küresel krizle birlikte dış ticaretimizde yaşanan düşüşün ancak 2010 yılında toparlandığını da sözlerine ekledi.
 
Erdem, “2010 yılında 8.4 milyar dolar olan ikili ticaret hacmimizin, 2011 yılı ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 35 artış göstermesi daha dengeli daha yüksek bir ticaret hacmine ulaşmamız için önemli bir gelişmedir” dedi.
 
İspanyol iş çevrelerini Türkiye’nin sunduğu olanaklardan yararlanarak ticari bir atak yapmaya davet ettiklerini belirten Erdem,  “Türkiye,  teknoloji, üretim, araştırma konularında joint venture yapılabilecek, ortak bulunabilecek çok iyi bir potansiyele sahiptir.  Dünyamızın ortak geleceği için özellikle yenilenebilir enerji çok önemlidir. Bugün İspanya özellikle rüzgar enerjisinin kullanımı ve geliştirilmesi için yaptığı projelerle dünyada birinci sıradadır. Türk iş dünyasının bir sözcüsü olarak yenilenebilir enerji konusunda da işbirliği yapmak üzere İspanyol Firmalarını her zaman davet ediyoruz” diye konuştu.
 
“Avrupa krizinin anahtarının Sayın Angela Merkel ‘in elindedir” diyen Erdem, “Avrupa ülkelerinin bugün içinde bulunduğu durumdan Almanya‘nın liderliğini kabul ederek kurtulabileceklerine inanıyorum. Avrupa ülkeleri başta Fransa ve İtalya olmak üzere fedakârlık yapmaya hazır olmalıdır. Beş yıl içinde krizin negatif etkilerinin tamamen silineceğini öngörüyorum. Türkiye’nin yüzü her zaman batıya dönük olmuştur. Belki Avrupa ‘da yaşanan bu ekonomik kriz Türkiye ile arasındaki buzları eritmek, daha yakın bir diyalog oluşturmak için vesile olur. Genç nüfusumuzun çalışma gücü Avrupa ‘ya ihtiyaç duyduğu enerjiyi verebilir. Her alanda hala büyük ihtiyaç duyduğumuz ileri teknoloji konusunda bilgi paylaşımı yeni işbirlikleri ve ortaklıkların yolunu açacaktır diye tahmin ediyorum” dedi.
 
“Yunanistan ile İşbirliğimiz Arttı”
 
Maalesef “küreselleşmenin” iyi tarafları olduğu gibi kötü taraflarının da olabileceğine dikkat çeken DEİK Türk-Yunan İş Konseyi Başkanı Selim Egeli, “Brezilya’daki nezle Avrupa’da grip olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla Avrupa veya EURO Bölgesi krizinin yurdumuzu da olumsuz olarak etkileyeceğini düşünüyorum. Avrupa Türkiye’den olan ihracatını azaltacaktır, Avrupalı turist sayısında beklenen artış kolay olmayacaktır. Buna karşılık Türkiye pazarının cazibesi Avrupa’dan direk yabancı sermaye girişine olumlu olarak yansıyacaktır. Avrupa’da kurulmuş olan özel fonların Türkiye ilgisi artacaktır” dedi.
 
Bu yıl içinde Yunanistan ile müşterek dış ticaretimizin 5 milyar doları yakalayabileceğine dikkat çeken Egeli, “Yunanistan krizinin başlamasıyla birlikte Yunanistan’ın ülkemize olan ihracatı ilk kez bizim Yunanistan’a olan ihracatımızın üstüne çıkmıştır. Bugün ülkemizde 700’den fazla Yunan sermayeli şirket bulunmaktadır. Türk pazarının, piyasalarının cazibesi Yunan sermayesinin ülkemize gelmesini devam ettirtmektedir. Kriz döneminde Türk sermayesi Yunanistan’da kağıt ve ambalaj sanayi sektörlerinde iki önemli yatırımı gerçekleştirmiştir. Ayrıca iki Türk grubu “marina” sektöründe hızla satın almalar ve ortaklıklar yoluyla yatırım yapmaktadırlar. Bu ilginin Yunanistan’daki özelleştirme programı çerçevesinde devam edeceğine inanıyorum “diye konuştu.
 
 
 
Yunanistan’daki krizin aslında ekonomik ilişkilerimize şu ana kadar olumlu yansıdığını dile getiren Egeli, “ İşbirliğimiz, dış ticaret ve karşılıklı yatırım rakamlarımız önemli ölçüde yükseldi. Bu gelişmenin turizm, enerji, gayrimenkul geliştirme ve liman işletmeciliği sektörlerinde gelişeceğine inanıyorum. Türkiye’de ise Yunan sermayesinin artacağını ön görüyorum” dedi.
 
Avrupa ülkelerine yapılan ihracattaki gerilemenin nedeninin kriz, tasarrufun öne çıkması, masrafların hem bireyler hem de devletler boyutunda kısılması olduğunu belirten Egeli, Afrika ülkeleri ve Uzak Doğu ülkeleri gibi yeni pazarlara ulaşmanın çözüm olabileceğini söyledi.
 
“Türkiye ekonomik istikrarını koruduğu müddetçe, dış siyasette yapılan büyük hatalara rağmen kuvvetini arttırarak devam edecektir” diyen Egeli, “Türkiye’nin Genç Türk nüfusu bu gidişin en büyük güvencesidir. Türkiye yakında, eğer hala devam edecekse AB’nin tam üyesi olacaktır. Sadece üye olmakla kalmayıp AB’nin en önemli ekonomilerinden birine sahip bir üye olacaktır” şeklinde konuştu.  
 
“Portekiz ile Türkiye’nin Ticari İlişkileri Dengeli Gelişiyor”
 
Avrupa ülkelerinin içinde bulunduğu durumun ülkemizi de etkilediğini belirten Türk-Portekiz İş Konseyi Fahri Gökyayla, “Krizin Yunanistan ve Portekiz gibi küçük ülkelerin ötesinde, EURO bölgesinin üçüncü ve dördüncü en büyük ekonomileri olan İtalya ve İspanya gibi ülkelere sıçraması endişesi küresel ekonomiyi sardı. Kuşkusuz ki ihracatçılarımız bu durumun ihracat siparişlerini etkileyeceği endişesini taşıyorlar” dedi.
 
İhracatımızın büyük bölümünü gerçekleştirdiğimiz Avrupa ülkelerinin içinde bulunduğu durumun, ülkemizi etkilemesinin muhtemel olduğunun altını çizen Gökyayla,  “İşte bu nedenle firmalarımız da bu endişeyi paylaşarak konuyu ihracat beklentilerine yansıtmışlardır. Dolayısıyla Avrupa’ya ihracat artış beklentilerinin düşmesi doğrudan ihracat beklentilerinin de düşmesine neden olmuştur” diye konuştu.
 
Portekiz ile Türkiye’nin dengeli bir ticareti olduğunu belirten Gökyayla, “İhracatımız 500 milyon dolar, ithalatımızda 500 milyon dolardır. 10 yıl önceki 100 milyon dolar rakamı her sene artış göstererek yükseliyor” dedi.
 
Portekiz ile ekonomik ilişkilerimizde öne çıkan projeler ve yatırımlara değinen Gökyayla,  yenilenebilir enerji, bilgi teknolojileri, inşaat (alt ve üstyapı müteahhitliği), yapı malzemeleri, ilaç sanayi, turizm (yatırımcılık ve işletmecilik) alanlarının ön plana çıktığı söyledi.
 
Portekiz’den gelen yatırımın 1 milyar dolarlık bir rakama ulaştığını ifade eden Gökyayla, “Şubat ayındaki ihracatın ithalatı karşılama oranının son 20 ayın en yüksek seviyesine ulaştığını belirtmek isterim. Yaşanan ‘ekonomik sıkıntılara, artan rekabete ve pazardaki yavaşlamaya’ rağmen Türkiye için en önemli pazar AB bölgesi.  AB'ye olan ihracatın az da olsa arttırılmış olmasının büyük başarı olduğunu düşünüyorum. Avrupa ile olan ekonomik ilişkilerimiz gelecek üç sene içinde krizin bitmesiyle artarak devam edecektir” diye konuştu.
 

 

Yorumla