Haberler

İş dünyasında bir çırpıda büyüyen şirketlerin yanı sıra bir de yavaş yavaş ama sağlam adımlarla büyüyen şirketler vardır. Büyük bir hızla büyüyen şirketlerin yıldızı hemen sönebilir. Ama adım adım ilerleyenleri sarsmak biraz zordur.

Vefatının 12. Yıldönümünde 8. Cumhurbaşkanı Sayın Turgut Özal'ı Saygıyla Anıyoruz

Tarih: 17.04.2005
  Yazdır

DR ZEYNEL ABİDİN ERDEM’İN 17 NİSAN 2005 TARİHLİ STAR GAZETESİ MAKALESİ

 

O’NU ÖZLEDİK

T.C. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı ölümünün 12. yıldönümünde bir kez daha anıyoruz. Yokluğunu derinden hissediyor, eserlerini itina ile koruyarak, dünyada yaratmış olduğu “Modern ve Demokratik Türkiye” imajına sahip çıkarak muasır medeniyet yolculuğumuza devam etmeye çalışıyoruz. Ama kendisini çok özlüyoruz. Yeri hiçbir zaman doldurulamayacak. Biliyoruz.

Sağlığında Özal'a en şiddetli şekilde muhalefet edenler bile, bugün, onu takdir ve hasretle anıyorlar. Özal'la birlikte Türkiye'de her şeyin ölçüsünün değiştiğini çok iyi biliyorlar.

Özal radikal bir reformcudur; ama, asla devletin temel esaslarıyla sorunu olmamıştır. Samimi bir inanç adamıdır; ama, asla ülkeyi geriye götürmek gibi bir niyeti ve icraatı olmamıştır. Özal Türkiye'yi Avrupa Birliği üyesi yapmak istemiştir; ama Türkiye'yi tek alternatife mahkûm etmemiş, asla teslimiyetçi bir dışpolitika izlememiştir.

Özal, değişimi devlet eliyle değil halkın gücüyle gerçekleştirmenin peşindeydi; biliyordu ki, topluma dayanmayan, milletten güç almayan hiçbir dönüşümün başarıya ulaşması mümkün değildir.

Özal, normal bir kalkınma trendiyle Türkiye'nin Batı'yı yakalayamayacağını görüyordu ve Türkiye'nin pek çok alanda sıçrama yapması gerektiğine inanıyordu. Bu sebeple, iktidara, hazırlıklı olarak geldi ve reformları, hemen, süratle başlattı. Pek çok büyük değişikliklere imza attı. Tabuların yıkılması, zihniyet değişikliği, dışa açılım, dış ticaretin ve kambiyo sisteminin liberalleştirilmesi, serbest rekabetin oluşturulması, özelleştirme adımlarının atılması, liberal ekonomik düzene geçişin temellerinin atılması, değişimin ve reformların ana eksenini oluşturmuştur.

Yeni ekonomik düzenle, tahsisler, çifte fiyatlar, karaborsa tarihe karışmıştır. Telekomünikasyon, turizm, savunma sanayii, toplukonut gibi sektörlerde sıçrama yapılmış ve çağ atlanmıştır. Kapalı ekonomiden istifadeyle kalitesiz ve yüksek fiyatla mal satma dönemi sona ermiş, rekabet ortamı yaratılarak Türk Milleti çağdaş ürünlerle tanışma imkânına kavuşmuştur.

Özal'ın devrinde Türkiye bir dünya devleti olmuştur. Ülkemizde ihracatın, ithalatın, devlet yönetiminin, fakirliğin, zenginliğin, demokrasinin, siyasetin ölçüsü değişmiştir. Her alanda standartlar yükselmiştir. Türkiye, değerler siyasetinden demokrasi siyasetine Özal'la birlikte geçmiştir.

Türkiye, demokrasinin, toplumun her kesiminin talep ve ihtiyaçlarını karşılayan yüzünü, Özal'la birlikte tanımaya başlamıştır. Türkiye, polemik siyasetinden somut rakamlara dayalı ekonomi siyasetine Özal'la birlikte geçmiştir. Türkiye, açık siyaseti, şeffaf yönetimi, dış dünyayı Özal'la birlikte keşfetmiştir.

Özal, 21 inci Asrın Türkiye ve Türklerin asrı olacağına samimî olarak inanmıştı ve bunu sık sık tekrarlıyordu. Bunun için, düşünce hürriyetine, teşebbüs hürriyetine, uzmanlık ve ehliyete ve gençliğin yetiştirilmesine önem verilmesi ve başlattığı reformların kararlı bir şekilde devam ettirilmesi gerekiyordu. Özal, hayal ettiği reformları tamamlayamadan Cumhurbaşkanı oldu. Liberal ekonominin kuralları ve hukukî çerçevesi tam olarak oluşturulamamış, kamu yönetimi, liberal ekonominin gereklerine ve çağa uygun yönetim anlayışına göre reforme edilememişti. Bunun için Özal, Cumhurbaşkanlığını bırakıp, yarım kalmış reformlarını tamamlama niyetindeydi. Buna ömrü kafi gelmedi.

Özal'dan sonra maalesef 1990'lu yıllarda reformlar durdu, eski alışkanlıklara dönüldü. Türkiye peş peşe krizlerle geriye gitti, çok önemli 10 yıl kaybedildi. Bu vesileyle, yarım kalmış reformların AK Parti iktidarı tarafından tamamlanma gayreti ve kararlılığı içinde olduğunu görmekten memnuniyet duyduğumu da ifade etmek istiyorum.

Herşeye rağmen Özal'ın en büyük hedefi olan 21 inci Yüzyılı Türklerin yüzyılı yapma şansını henüz yitirmiş değiliz. Bugün Türkiye, enflasyon oranını istediği düzeyde tutmayı başarmıştır. Her yıl ihracat rekoru kıran bir ülke durumundadır. Türkiye, insanlarının yeniden devletine ve geleceğine güven duyduğu bir ülke haline gelmiştir. Kamu yönetiminden mahallî idarelere, hukuktan sağlığa kadar her alanda radikal yeniden yapılanma çalışmalarının yürütüldüğü bir ülkedir; yani, ülkenin rotası yeniden Özal'ın hedeflediği istikamete çevrilmiştir. Bu tablo, doğru olanın, Özal'ı geçmişte değil gelecekte aramak olduğunu göstermektedir. Yapmamız gereken, Özal'ın bıraktığı yerden devam etmektir.

Yorumla