Haberler

İş dünyasında bir çırpıda büyüyen şirketlerin yanı sıra bir de yavaş yavaş ama sağlam adımlarla büyüyen şirketler vardır. Büyük bir hızla büyüyen şirketlerin yıldızı hemen sönebilir. Ama adım adım ilerleyenleri sarsmak biraz zordur.

Aşılamayacak Sorunumuz Yok

Tarih: 1.09.2005
  Yazdır

 

Aşılamayacak Sorunumuz Yok

Dr. Zeynel Abidin Erdem iş ve siyaset dünyasına seslendi:

“Aşılamayacak sorunumuz yok”

İş dünyasının başarılı ve saygın ismi Zeynel Abidin erdem, şimdi de “sivil diplomat” kimliğiyle gündemde...

Başta Türk Amerikan işadamları Derneği (TABA) Genel Başkanlığı olmak üzere, birçok sivil toplum örgütünün yöneticiliğini üstlenen Zeynel Abidin Erdem, kurduğu ikili ilişkilerle Türkiye'yi yurt dışında başarıyla temsil eden bir isim. Erdem Holding çatısı altında birçok alanda hizmet eden Erdem, aynı zamanda telekomünikasyon sektörünün parlayan yıldızı GENPA'nın mimarı. Modern pazarlama aktivitelerinin tüm unsurlarını bünyesinde barındıran GENPA, sunduğu ürün ve hizmetlerle çağdaş bir teknoloji şirketi olarak sektörde öncü yerini koruyor.

Wireless'in bu ilk sayısında onur konuğumuz olan Zeynel Abidin Erdem ile Türkiye'de iletişim teknolojisinin gelişiminde önemli bir rol üstlenen GENPA'yı, Türkiye'nin en önem/i gündem maddesi olan Avrupa Birliği'ni ve gelecek hayallerini konuştuk.

WIRELESS: İletişim ve telekomünikasyon sektöründe öne çıkan bir isim olarak bu günlere nasıl geldiniz? iletişim sektörünün dev ismi GENPA nasıl doğdu ve büyüyerek bu günlere nasıl geldi?

ERDEM: 1980'lerin başında ve daha eWel de analog iletişim konusunda telekomünikasyonla ilgiliydik. 1990'larda Türkiye'ye ithal edilen mobil telefonun hemen akabinde cep telefonu sektörünün gelişeceği hususundaki öngörülerimiz, yatırımlarımızı bu şekilde planlamamıza sebep oldu. Nitekim, o tarihte adı belirlenmemiş yatırımcı firma olarak, biz de Ulaştırma Bakanlığına müracaat ettik. Ancak Turkcell Grubu bu yatırımı yapma kısmetine nail oldu. Biz distribütör, onlar operatör olarak 1990'ların başında işe koyulduk. 15 yılı aşkın bir süredir çalışmalarımıza devam etmekteyiz. 1992-1994'te iletişime başlayan cep telefonlarının lider ithalâtçısı ve distribütörüyüz. Dünyadaki hemen hemen bütün cep telefonlarının Türkiye'deki distribütörü olan GENPA, telekomünikasyon sektöründeki liderliğini sürdürmektedir. Bizim grubumuz içinde yetişenler, önceleri satış personelimiz veya alt bayilerimiz olanlar, bugün en az GENPA kadar mesafe almış ve ilerlemiş insanlardır. GENPA ufuklar açan, vizyon kazandıran, eğiten, üreten, büyüten ve geleceği yetiştiren bir şirkettir. Dolayısıyla başlangıçtan bu yana, her zaman ileriye dönük prensiplerle çalıştık.

 

 

Aşılamayacak Sorunumuz Yok

WIRELESS: İnterpro tarafından gerçekleştirilen Türkiye'nin ilk Bilişim 500 Şirketi Araştırması'nda, sektörün en büyük 5'inci ismi oldunuz. Hangi stratejilerle bu noktaya geldiniz?

ERDEM: Disiplin, çalışma, takip, sermaye sahibi olma ve sistemi çok iyi gözlemleyerek ve uygulayarak bu noktaya geldik. Bundan sonra da geleceğin teknolojisine lâyık olmaya ve milletimize hizmeti ibadet kabul ederek aynı prensiplerle çalışmaya devam edeceğiz. Biz, devletimizin ve milletimizin de hakkını ödeyerek, dürüst, vergi ödeyen, kaçakçılık yapmayan, hiçbir yan yola sapmayan, Türkiye'de örnek gösterilen bir şirketiz. Bu, sistemli çalışmanın bir ürünü ve eseridir. Dolayısıyla "Tanrıya hamdolsun, milletimiz de var olsun" prensibiyle çalışmalarımıza devam edeceğiz.

WIRELESS: Yarınlar için projeleriniz arasında neler var? Türkiye'nin iletişim sektöründeki yarınlarını nasıl görüyorsunuz? Şirket olarak bundan sonra atacağınız adımlar nelerdir?

ERDEM: Türkiye'nin iletişim sektöründe ufukları inanılmaz geniş, büyük, anlamlı ve istikbal vadedicidir. Biz de GENPA Telekomünikasyon olarak, her yıl ilk 10 içersinde yer almaya devam edeceğiz. Hatta son dönemde Türk Telekom ihalesine de bir konsorsiyum içerisinde girdik. Grubun verdiği rakamdan dolayı ikinci derecede bir gözlemle işi takip ettik. Nitekim önümüzdeki dönemlerde de Türkiye'nin iletişim ve teknoloji sistemleri üzerinde gelişecek olan projelere gerek ortak, gerekse doğrudan müdahil olacağız.

 

Aşılamayacak Sorunumuz Yok

WIRELESS: Türkiye'nin Avrupa Birliği için attığı adımlar ve ekonomik gelişmeleri dikkate aldığınızda, müzakere takvimi için tüm gözlerin çevrildiği 3 Ekim 2005 tarihi için bir öngörünüz var mı? 3 Ekimde Türkiye'yi neler bekliyor?

ERDEM: Avrupa Türkiye'ye göre, Türkiye Avrupa'ya göre farklı noktalardadır. Şahsen; Avrupa'nın Türkiye'yi kendi bünyesine alacağına inanmıyorum. Ancak buna olacakmış gibi bakıp ciddî ve hızlı bir çalışma yapmak gerektiğini hissediyorum. Hükümetimizin başarısı, bu sisteme rağmen 3 Ekim gibi önemli bir tarihi almış olmasıdır. Ancak Fransa gibi bazı ülkeler önümüzü keserek, gerek Kıbrıs'ı gerek Ege Kıta Sahanlığını, gerek Kürt-Türk, gerek Alevî-Sünnî, gerek Müslüman-Hristiyan ayrımı yaparak Türkiye'yi bölme çabası göstereceklerdir. Bu, Osmanlıların 600 yıllık Avrupa'ya hâkimiyetinin bir hesaplaşması olarak da değerlendirilebilir. Dolayısıyla Türk milleti müteyakkız ve akıllı olmalıdır. Hükümetler kısa süreli başarılar kazanmak adına, devletin temeline dinamit koyan birtakım meselelere göz yummamahdır. Hükümetimizin, milliyetçi duyguları son derece sağlam bir gruptan olduğunu düşünerek, bunu atlamayacağına ve hiçbir tavize yer vermeyeceğine inanıyorum. Avrupa Birliği'nin şartlarına cevap olarak "Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur" sloganıyla işi devam ettireceklerine inanıyorum. Hükümetimizin şunu anlaması gerekmektedir: "Avrupa'nın Türkiye'ye ihtiyacı vardır. Türkiye'nin Avrupa'ya ihtiyacı yoktur." Gelecek 10-15 yıl içersinde inanılmaz din, dil, kültür kavgaları gelişecektir. Bunun tek uzlaşma noktası, dinler ve diller kaynaşmasının en güzel örneği "Türkiye" olacaktır. Dolayısıyla bu durumun bilincine varan kişiler, seslerinin çıktığı kadar "Türkiye bize lâzım" diyor. Ancak Türkiye ile bitmemiş hesabı olduğunu düşünenler de çok. Onlar, Türkiye'yi bölme ve parçalama mesajlarını aktarmayı hâlâ sürdürüyor. Yunanistan gibi, devletler arasındaki hukuka dahi saygısı olmayan bir ülkenin arkasında duruyorlar. Ona da şimdilik göz yumuyor gibi gözükürsek de zamanı gelince gerekeni yapacağımızı biliyoruz. Hükümetimizin de bu şekilde hareket edeceğine inanıyoruz.

WIRELESS: Türkiye'nin, attığı adımlarla birlikte gelen öncelikli sorunları nelerdir ?

ERDEM: Türkiye'nin sorunları araştırıldığında, bunların altından çıkma imkânı yoktur. Bugün Amerika'nın da sorunları çoktur. Fransa'nın, Almanya'nın, ingiltere'nin de aşılması zor problemleri vardır. Dolayısıyla sorun deyip sıralamaya kalktığınız zaman bu, karşınızdaki anlayışın ve kültürün şemsiyesine sığınmanızı gerektirir. Türkiye'yi eleştirenlerin asıl kendi şemsiyelerinin yırtık olduğunu fark etmelisiniz.

"Disiplin, çalışma, takip, sermaye sahibi olma ve sistemi çok iyi gözlemleyerek ve uygulayarak bu noktaya geldik. Bundan sonra da geleceğin teknolojisine lâyık olmaya ve milletimize hizmeti ibadet kabul ederek aynı prensiplerle çalışmaya devam edeceğiz."

Sorunsuz bir Türkiye sloganıyla gözlerimizi geleceğe ve zirveye dikerek koşma kararlılığımızı ve bunun devamlılığını sürdürmeyi öneriyoruz. Halkımıza da "Aşılamayacak bir sorunumuz yok..." diyerek, önünde engeli bulunmayan bir Türkiye yaratma çabası göstermeliyiz. Bu sebeple artık "sorun", bizi durduracak kelime değildir, olmamalıdır.

WIRELESS: Son olarak, bugüne kadar hep hayalinizde yaşayan ve gerçekleştirmek arzusunda olduğunuz bir proje var mıdır?

ERDEM: Siyasî, ekonomik, sosyal ve başta askerî olmak üzere inanılmaz büyük projelerim var. Bu projelerimin en başında dünyaya mesaj olarak "Yurtta sulh, cihanda sulh" sloganı ile barış konsensüsünün lideri Yüce Atatürk'ün bu söylemini bir çağrı olarak yaymak istiyorum. Ülkemizdeki huzuru bozmaya çalışanlara cevap olarak uluslararası platformda onlarla el sıkışarak sulh adına meseleyi çözmek gibi bir düşüncem ve hayalim vardır.

Askerî stratejilerim ise tamamen eğitim ve araştırmaya yöneliktir. Türkiye'nin bütçesinin önemli bir kısmının askerî Ar-Ge ve eğitim araştırmalarına ayrılması önemlidir. Uluslararası platformda mevcut askerî araç ve gereçlerin Türkiye'de üretiminin sağlanması, başkalarına da bizim tarafımızdan satılmasını temin etmek bir başka düşüncemdir. Siyasî olarak değerlendirmek gerekirse; Türkiye, çok tabanlı mozaik bir kavram altında çeşitli etnik, din, dil ve ayrımların oluşturduğu bir külliyedir. Bu külliyenin şimdiye kadar olduğu gibi hayat boyu kavgasız yaşam sürdürebilmesi dünyaya örnek olmuştur. Bu bir medeniyet ifadesidir. Sayın Özal'ın elini başının üzerinde birleştirip Kürdü -Türkü, Alevîyi - Sünnîyi, sağcıyı - solcuyu bir araya getiren o güzel hareketi ile Türkiye'ye yaşattığı ve getirdiği noktanın devam ettirilebilmesi düşüncesini taşıyorum.

Ekonomik alanda ulaşmak istediğim nokta ise gayrisafi millî geliri, kişi başına 15.000 dolar üzerinde olan bir Türkiye'dir. Bunun bir hayal olmasını istemiyorum. Bizim geleceğimizi ve emeklerimizi çalıp çırpanların hesapverdiği bir Türkiye istiyorum, işte bu hukuk sistemi tesis edildiği gün, bu çalışkan millet gayrisafi millî gelirini istediği, hayal ettiği noktaya çıkaracaktır. Nitekim banka hortumcuları, bugünkü mal varlıkları ile uluslararası platformda dünyanın ilk beşinde yer almaktadır. Bu durumları kendisine mal etmekten çekinmeden, milletin karşısına geçip sırıtanları ibretle ve utançla izliyorum. Dolayısıyla da diyorum ki bu haksızlık bu millete yakışmıyor. "Yanına kâr kaldı" diyeceğimiz her şahıs, gelecekte torununa kadar aynı sloganla hareket edecektir. Ama bu devletin hukuk sistemi ile bunların hesabının sorulması gerektiğine inanıyorum. Dolayısıyla bu hesabın sorulduğu gün, gayrîsafi millî gelir, gelecek 10 yıl içersinde 10 bin doları bulacak ve hatta 20 bin doları aşacaktır.

WIRELESS: Değerli vaktinizi ayırdığınız ve bültenimizin bu ilk sayısında onur konuğumuz olduğunuz için teşekkür ederiz. Size, GENPA ailesine ve ERDEM HOLDİNG'e daha nice başarılar dileriz.

ERDEM: Bu güzel röportaj için ben de size teşekkür ediyorum. Sizin gibi genç ve müteşebbis arkadaşlarımızı her zaman destekliyorum. Bu bizim için bir görev ve borçtur. Geçmişte yapmış olduğumuz işlere ve hesaplara bakarak, sizlerin de başarılarınızı ileri bir noktaya taşıdığınıza şahit olduğumuzda, bu bizim için bir kazanç olacaktır. Dolayısıyla sizlerin arkasında durmak bizim için bir görevdir. Şimdi zaman sizin. Sizler, gelecek nesillere güzellikleri öğretmeyi, toplumun değer yargılarına sahip çıkmayı prensip edinir ve her zaman ileriye bakarsanız çok çabuk ilerlersiniz. Başarılarınız daim, yolunuz açık olsun.

Yorumla