Haberler

İş dünyasında bir çırpıda büyüyen şirketlerin yanı sıra bir de yavaş yavaş ama sağlam adımlarla büyüyen şirketler vardır. Büyük bir hızla büyüyen şirketlerin yıldızı hemen sönebilir. Ama adım adım ilerleyenleri sarsmak biraz zordur.

Yeni atılımlar, yeni yatırımlarla olanaklıdır

Tarih: 1.04.2001
  Yazdır

 

Bu ay ki kapak konuğumuz olan, 15 Şubat 1944, Mardin Savur doğumlu Dr. Zeynel Abidin Erdem'in başarılarını, yaptığı çalışmaları anlatmak için 3 sayfa yetmez ama yettiği kadarıyla O'nu sizlere tanıtmak istiyoruz. Genç yaşta, yaşamına bu kadar başarıyı sığdırabilmiş bir insanın ayakta alkışlanması gerektiğine inanıyoruz.

1970 Yıldız Üniversitesi Kimya Fakültesi, 1973-1976 Sınai Anorganik Kimya Kürsüsü Asistanlığı, İstanbul Üniversitesi işletme Fakültesi Doktora programı derken, yazarlık " Marks ve Lenin'in dramı" (1969) adlı kitabı ile bir çok kitlelerin ilgi odağı olmuş, bunun devamında yazılı ve görsel basında bir çok siyasi yorum ve de makalesi yayınlanmıştır. Bu çalışmalarının yanı sıra GEN-PA AŞ., ERTEL AŞ., SİSTAŞ AŞ., NEZÎH TİCARET AŞ., ER-MEKS-ER AŞ., TANI TIM AŞ., KURULUŞ AŞ. ve TRANS-lNTER AŞ. adlı bir çok şirket kurarak, ERDEM HOLDİNG bünyesini oluşturmuştur.

BUSINESSMAN: Sayın Erdem, iş hayatında oldukça uzun bir süredir yer almaktasınız. Bu gün Yönetim Kurulu Başkan lığını yürüttüğünüz ERDEM Holding'in ilk temellerinin 1965 yılında tarafınızdan atıldığını biliyoruz. Dilerseniz bize gurubunuzun faaliyetleri hakkında bilgi vermenizle söyleşimize başlayalım.

ERDEM: Teşekkür ediyorum sayın Bilengil. Sizin de ifade ettiğiniz gibi gurubumuzun ticari faaliyetleri 1965 yılında başla yarak günümüze kadar ar tarak ve çeşitli sektörlere yayılarak devam etmekte dir. ERDEM Holding bünyesinde yer alan şirketler başta telekomünikasyon olmak üzere, otomotive yan sanayi, turizm sektörü, havacılık, gümrükleme ve taşımacılık sektörleri ile inşaat ve hizmetler sektörün de faaliyetlerini sürdürmektedir. Gurubumuzun kimya sektöründe de geçmişten gelen önemli bir tecrübesi olup, uluslararası bir kuruluş olan Cabot' un 22 yıldır Türkiye temsilciliğini başarıyla sürdürmektedir.

BUSINESSMAN: Sayın Erdem, Telekomünikasyon üzerine Türkiye'de yoğun olarak yatırım yaptığınızı ve uluslararası gelişmeleri yakın dan takip ettiğinizi biliyoruz. Şirketlerinizden GEN-PA'nın Ericsson ve Sony'nin Türkiye genel distribütörlüğünü başarıyla sürdürdüğü kamuoyu tarafından biliniyor. Bu alanda yapmayı planladığınız yeni yatırımlarınız hakkında bilgi verir misiniz?

ERDEM: Telekomünikasyon alanında iki yeni projemizi daha hayata geçirmek üzereyiz. Birincisi MOBİTEX olarak anılan, Ericsson teknolojisi olan kablosuz bilgi iletişim ağını tüm Türkiye sathına ku- rup, işletmek için yatırımlara başladık, ikincisi ise VOLBACK olarak anılan Fransa'da üç yıldır uygulanan, önümüzdeki yılda diğer Avrupa ülkelerinde uygulanacak olan, elektronik etiket ve chiplerle, çalınan araçların raporlanmasını yapan bir sistemdir.

BUSINESMAN: Sayın Erdem, îş hayatında son derece titiz bir kişiliğe sahip olduğunuz biliniyor. ERDEM Holding ticari faaliyetlerini nasıl bir yaklaşım içerisinde sürdürmektedir?

"Yeni dünya düzeninin tartışıldığı günümüzde teknolojinin izleyicisi değil, öncüsü olabilmeliyiz."

ERDEM: Yeni dünya düzeninin tartışıldığı günümüzde teknolojinin izleyicisi değil öncüsü olabilme- liyiz. Bu yaklaşım içerisinde millet olarak zamanla amansız bir yarış içerisinde olmamız gerekiyor. ERDEM Holding şirketleri ürün ve hizmette toplam kaliteye verdiği önem ve tüketiciye karşı yüksek sorumluluk bilinciyle, iletişim çağının öncü ve yenilikçi yaklaşımının ısrarlı bir takipçisidir. Bu nedenle işbirliği içerisinde bulunduğumuz kuruluşların her birinin, kendi alanlarının önde gelen kuruluşları olması üzerinde hassasiyetle durduğumuz bir konudur. Bu yaklaşımımız ülke eko- nomisine katkıda bulunmakla kalmayıp aynı zamanda en çağdaş teknoloji yi ülkemize kazandırmak duyarlılığımızdan kaynaklanmaktadır. Biz biliyoruz ve inanıyoruz ki, yeni atılımlar yeni yatırımlarla olanaklıdır.

"Yaşadığımız son 25 yılın en hızlı gelişen sektörü olan telekomünikasyon 21. yüzyılın belirleyicisi olacaktır"

BUSINESSMAN: Sayın Erdem 21.yüzyılda telekomünikasyon en önemli belirleyicilerden birisi olacaktır. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

"Tüketiciye karşı sorumluluk bilinciyle iletişim çağının öncü ve yenilikçi yaklaşımının ısrarlı takipçisiyiz"

ERDEM: Günümüzde dünya devletleri arasında ticari sınırların kalkması ve hatta Avrupa Birliği gibi yapılaşmalarla devletlerin toplumsal refaha ulaşmada birlikte hareket etme eylemleri, 70'li yıllarda başla yan dünya ekonomisinin birlikte yapılanması sürecinin önemli sonuçlarından biridir. Popüler deyim olan küreselleşme, ekonomik bazda, sermayenin, emeğin, emtianın, hizmetlerin ve bilginin ortak bir düzenleme içerisinde, insanlığın hizmetine sunma olarak değerlendirildiğinde, tele- komünikasyonun bu çerçevede önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Yaşadığımız son beş yılın en hızlı gelişen sektörü olan "Telekomünikasyon", 21.yüzyılın belirleyicisi olacaktır. Bu gerçek, gelişen ve gelişmekte olan ülkelerdeki telekomünikasyonla ilgili ekonomik birimlerin popülaritesini arttırmış ve sürekli olarak gündemde kalmasını sağlamıştır. Her ülkede olduğu gibi Türkiye'de de telekomünikasyona hem Türk hem de yabancı müteşebbisler tarafından yoğun ilgi bulunmaktadır. Bu ilginin önemli nedenlerinden birisi de ülkemizin bulunduğu jeopolitik konumudur. Ülkemizin, özellikle Türki Cumhuriyeti ile Batı için bir köprü ve Ortadoğu ülkeleri arasında siyasi ve ekonomik bir güç olması, Türkiye'nin doğusu ve batısında bulunan ülkelerin ekonomik bağlantıları için vazgeçilmez bir ortak olma hüviyetini korumasına yardımcı olmaktadır.

"Türkiye'nin jeopolitik olarak son derece önemli bir yerde olduğu görülmektedir"

BUSINESSMAN: Sizin bir özelliğiniz de Irak ambargosu öncesi Orta doğu ile çok yoğun ticari münasebetleri olan bir işadamı olmanızdır. Sizin özellikle Türkiye'nin Ortadoğu ülkeleri ile ticari ilişkileri ve petrol konusunda gazete ve televizyonlarda sıkça yorum ve değerlendirmelerinize rastlıyoruz. Size göre Türkiye'nin petrol stratejisi ne olmalıdır?

"İşbirliği içinde bulunduğumuz kuruluşların her biri kendi alanının önde gelen kuruluşlarıdır"

ERDEM: Petrolün stratejik bir enerji kaynağı olması ve birçok endüstride temel hammadde olarak kullanılması nedeniyle petrol başlı başına ve kendine has düzenlemeleri olan bir konuma gelerek, kendi dünyasını yaratmıştır. Kimyasal oluşumlar nedeniyle petrol ve doğal gazın aynı bölgelerde bulunduğu dikkate alınırsa, iki enerji kaynağının birlikte kontrolü söz konusu olabilmektedir. Türkiye'nin çevresinde yer alan ülkeler, bilinebilen dünya petrol ve doğalgaz rezervlerinin % 60-70 'ine sahiptirler. Özellikle Ha zar Havzası ve Ortadoğu petrol ve doğalgazı, gerek rezervler gerekse de kalite yönünden önem arz etmektedir.

"Irak konum itibarıyla Türkiye için çok önemli bir devlettir"

Bu veriler ışığında konu değerlendirildiğinde, Türkiye'nin jeopolitik olarak son derece önemli bir yerde olduğu görülmektedir. Petrole yönelik politikaların oluşturulmasında petrol kaynaklarının bulunduğu ülkelerin yanı sıra üretimi yapacak ve pazarlayacak şirketler de dikkate alınmalıdır, işte bu üçlü grubun arasına herhangi bir taraf olarak giren ülkeler ve şirketler petrol dünyasının bir üyesi olabilmekte ve dünya ekonomisinde önemli ve stratejik bir konuma gelmektedir. Türkiye konu mu itibarıyla sahip olduğu jeopolitik avantajlarını üçlü gurubun içerisin de petrolün pazarlaması aşamasında, petrole transit taşıma servisi vererek kullanabilir. Böylelikle petrol dünyasının bir fer di ve çevresindeki petrol kaynaklarının kullanıl masında söz sahibi olabilir. Petrol taşımasının maliyetleri dikkate alındığında, deniz taşımasına göre daha ucuz olan boru hatlarıyla taşıma ve bazı durumlarda boru hatları haricinde taşıma imkansızlıkları, Türkiye'nin çevresindeki petrolün dünya pazarlarına arzın da Türkiye'ye döşenecek boru hatlarının önemini ortaya koymaktadır.

BUSINESSMAN: Sayın Erdem, bir Orta doğu ülkesi olan Irak'ın önemi nedir?

"Petrol kaynaklarının yanı sıra üretimi yapacak ve pazarlayacak şirketler de dikkate alınmalıdır"

ERDEM: Türkiye'nin Jeopolitik durumu dikkate alındığında Irak'ın konum itibarıyla Türkiye için son derece önemli bir devlet olduğu görülmektedir. Irak'ın önemi iki açıdan gündeme gelmektedir. Birincisi konunun siyasi, ikincisi ise ekonomik boyutudur. Konu siyasi boyutuyla, özellikle de Güneydoğu politikalarımız yönünden değerlendirildiğinde Irak, gerek Iran gerekse de Suriye tarafından gelen ve gelebilecek taşkınlıklara karşı bir denge unsurudur. Konunun ekonomik boyutu değerlendirildiğinde; Irak'ın Arap ülkelerine açılan bir kapı olduğu görülür. Bu gerçeklerden hareketle Türkiye'nin Irak ile olan ilişkilerinin bu- an önce düzeltilmesi, Türkiye'nin Orta doğu politikaları ve toplumsal çıkarları anlamında son derece önem arz- etmektedir. Türkiye Ortadoğu'da Irak ile işbirliği yaparak bölgede istikrarlı bir yapının oluşmasını sağlayabilir. Sayın Dr. Zeynel Abidin Erdem beyle böyle bir söyleşi yaptık. Fa kat gördüğümüz başka bir şey var ki, bunu da yazmadan geçemeyeceğim. Erdem Holding' in bu kadar başarılı olma sının sebeplerinden biri son derece titiz, sistemli ve işi çok iyi bilen personele sahip olması. Bize bu söyleşide vermiş olduğu bilgilerden dolayı sayın Dr. Zeynel Abidin Erdem beye teşekkür eder, başarılarının devamını dileriz.  

 

 

Yorumla