Haberler

İş dünyasında bir çırpıda büyüyen şirketlerin yanı sıra bir de yavaş yavaş ama sağlam adımlarla büyüyen şirketler vardır. Büyük bir hızla büyüyen şirketlerin yıldızı hemen sönebilir. Ama adım adım ilerleyenleri sarsmak biraz zordur.

Amerikan Seçimlerinin Öncesi ve Sonrası

Tarih: 1.11.2004
  Yazdır

 

Amerika’da başkanlık seçimlerine bir gün kala bu yarışta kimin kazanacağı henüz belli olmamakla beraber seçim sonucunun tüm dünya politikalarına yansıyacağı artık kabul edilmiş bir gerçektir.

Yarım asırdan uzun zamandır dost ve müttefikimiz olan Amerika’nın başkanlık seçimlerinde her zaman birbirine çok yakın oy oranlarına sahip rakiplerin yarıştığı görülmüştür. Bu konuda yapılan tahminlerin, çeşitli medya kuruluşları ve gazetelerin söylediklerinin her zaman tam tersi gerçekleşir. Nitekim Kore Savaşı’ndan Somali’ye, Somali’den Bosna’ya, Bosna’dan Afganistan’a bu coğrafyada gelişmekte olan savaşların içersinde Amerika hep Türkiye ile birlikte var olmuştur ve var olmaya da devam edecektir. Amerikan seçimleri hiçbir zaman başkan adaylarının veya çevresindeki kişilerin söylediği gibi sonuçlanmaz ve herhangibir propagandaya dayandırılamaz. Başkan adayı John Kerry’nin Ermeni ve Yunan lobilerine yakınlığı hususunda yapılan birtakım propagandalar Türkiye’nin medyasını meşgul etmektedir. Ancak unutmayınız ki Amerika’da gerçek devlet olan bir takım güçler vardır. Başkanlar seçildikten sonra kendilerini yönlendiren bu güçler Amerika halkının çıkarlarını kesin ve derin hatlarla çizerek hiç bir taviz vermeksizin başkanlarına rehberlik eden programlar hazırlanır ve tatbik edilir.

70 yıla yakın bir süredir Amerika’nın Türkiye’ye, Türkiye’nin Amerika’ya bakışı değişmemiştir. Zaman zaman Kıbrıs ve diğer birtakım olaylarda derin bir takım ayrılıklar gözüktüyse de Türk ve Amerikan askerinin paylaşmakta olduğu güvenlik çizgisindeki işbirliği gözününe alınmıştır. Amerika’nın bu konulardaki politikaları, Savunma Bakanlığı ve Pentagon’un oluşturduğu yeni planlar doğrultusunda gelişmektedir. Unutmamak gerekir ki Ortadoğu coğrafyasında Amerika’nın gerçek ve değişmeyen müttefiği Türkiye ve İsrail’dir. İsrail Amerika’daki yahudi lobilerinin çok kuvvetli hüküm sürmesi dolayısıyla her zaman ayrıcalıklı olarak desteklenmekte ve bu destek zaman zaman aşırılık noktasına vararak Amerika’lılar tarafından gündeme getirilmektedir. Ancak bunların da zaman içersinde sert tepkilerle karşılaştıkları ve Amerika ‘nın görüşleri doğrultusunda Orta Doğu politikalarını düzenledikleri görülmüştür.

Amerika büyük bir devlettir. Büyük bir güçtür, dünyanın en büyük ekonomik ve askeri gücüdür. Bu ekonomik ve askeri gücün devamı ve sürekliliği şartlara göre yenilenen programlarla kanıtlanmaktadır. Nitekim inceleyecek olursanız Afganistan’da şu anda Amerikan güçlerinin Kırgızistan, Özbekistan ve Kazakistan’ı çevreledikleri, üs kurdukları ve kısmen de olsa Rusya’nın bu bölgeye herhangi bir müdahele olasılığını kontrole aldıkları ve sınırlandırdıkları gözlenmektedir.

M.Ö 500 yıllarında yaşayan Sun Tzu Çinli bir bilge ve generaldir. Form yayınlarından çevrilen “Savaş Sanatı” adlı kitabında şöyle der: “Savaş sanatı devlet açısından hayati önem taşır. Ölüm kalım meselesidir. Güven içersinde yaşamak ya da yok olmak, devleti yönetenlerin savaş sanatını ne denli bildiğine bağlıdır. Savaş sanatının özü, düşmanı çatışmaya girmeden bastırmakta saklıdır.” ABD ‘nin Irak’a müdahelesinin hala çeşitli tartışmalara sebep olduğu biliniyor. Ancak Bosna’da Müslümanlar sudan bahanelerle katledilirken Avrupa’nın yanıbaşında gelişen bu olaya sadece seyirci kalması da unutulmamalıdır. Sonuçta kurtuluşun Amerikan askerlerinin girişimi ve Türkiye’nin de içinde bulunluğu barış gücünün müdahelesiyle gerçekleştiği de hatırlanmalıdır.

Amerika’da başkanların programları geleceği yönlendirme adına ciddi şekilde, derin ve uzun süreli araştırmalardan sonra yapılmaktadır. Nitekim İran nükleer araştırma ve nükleer bomba yapımından vazgeçmediği takdirde önümüzdeki 6-7 ay içersinde yeni seçilecek ABD başkanı tarafından orada birtakım yaptırımlara başvurulacağı, açık ve kesin bir dille ifade edilmektedir.

Görüldüğü gibi bu meseleler aslında çeşitli polemiklere yansıdığı gibi değil, insan hak ve özgürlüklerinin korunması çerçevesinde bir plan ve programa dayalı olarak gelişmektedir. Dünyanın geleceği ve barışı adına yapıldığı da gözden kaçırılmaması gereken bir gerçektir. 

Yorumla