Haberler

İş dünyasında bir çırpıda büyüyen şirketlerin yanı sıra bir de yavaş yavaş ama sağlam adımlarla büyüyen şirketler vardır. Büyük bir hızla büyüyen şirketlerin yıldızı hemen sönebilir. Ama adım adım ilerleyenleri sarsmak biraz zordur.

Osmanlı’ ya cömert saygı, duygulu yüksek akıl…

Tarih: 30.05.2013
  Yazdır

Türkiye onu geç ama iyi tanıdı.  Oysa o hep adam gibi adam, olağanüstü bir vatanseverdi. II. Abdülhamid’in mühürleri Fransa’da bir müzayedede satılığa çıkmasaydı; bu, koca Türkiye’nin kocaman bir ayıbı olarak duyulmasaydı biz de Zeynel Abidin Erdem adını belki de duymayacaktık. 
 
Sahne, müzik  ve şov dünyasında bir gecede ya da bir günde üne kavuşan çoklarını biliriz de  iş dünyasında böylesi örneklere pek rastlamayız.  Zeynel Abidin bey, hiç düşünmediği, bizim de beklemediğimiz bir anda meşhur oluverdi.
 
 Çünkü bir yerde Osmanlı’nın ve Türkiye’nin itibarını kurtarmıştı. Padişahımıza, dedemize ait iki mührün ilgisiz ellere geçmesini önleyerek, Türkiye’ye getirerek…  3-4 yüz bin dolar gibi büyük sayılmayacak bir rakamı gözden çıkararak.           Bunu Türkiye’de yapabilecek çok kişi vardı kuşkusuz. Ama Zeynel Abidin bey, tam bir “Erdem” göstererek, sağına soluna bakıp “Kim var” demeden çıktı ortaya ve erdemini sevgisine yansıttı, mühürlerimizi alıp getirdi. Ve yaptığı kadar belki ondan da yüce şu tavrı sergiledi:
 
“Servetime de mal olsa mühürleri alacaktım!”
 
Bu asil davranışın Allah tarafından ödüllendirilişi midir bilinmez ondan sonra iş hayatında, iletişim araçları dünyasında hızla büyüdü, banka satın alma noktasına geldi Zeynel Abidin Bey. Ama kimse onu kıskanmadı. Hak ettiğini düşünüyordu herkes. Tam zamanında ortaya çıkmış vefa, mürüvvet, sadakat göstermişti çünkü.
 
Aslında o, duygusal olduğu kadar gerçekçi bir işadamıdır.
 
Acımasız iş dünyasının zâlim çarklarını iyi tanımasına rağmen onların üstüne üstüne giden , onlarla hesaplaşan bu asil, bu mütevazı  adamı hep sevdim.
 
Zeynel Abidin beyle ne zaman konuşsam, onun sayesinde müzemize kavuşan padişah mühürleri haberini ilk günkü tazeliğinde hatırlıyorum. Tabi, erdemi, mürüvveti, sadakati, tarihi, vefayı, insanlığı, dostluğu, onuru, gururu, başarıyı, kazanmayı ve kardeşi, en büyük destekçisi Nezih beyle birlikte Erdem Ailesini de unutmamak gerekir.
 

Yorumla